Üç Aylar, kamerî
aylardan Recep, Şâban ve Ramazan aylarıdır. Bu mübârek aylardan birincisi olan
Receb’in mânevî değerine, Kur’an-ı Kerim’de ve sevgili Peygamberimiz’in hadis-i
şeriflerinde işaret buyurulmuştur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah’ın
gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı onikidir.
Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar
içinde kendinize yazık etmeyin…”(1)
Bu
Âyet-i Kerime’de işaret buyurulan “haram ayları”nın Zilkade, Zilhicce, Muharrem
ve Recep ayları olduğunu Peygamberimiz (s.a.s.) şu hadis-i şerifleriyle
açıklamışlardır: “Muhakkak ki zaman Allah’ın yarattığı günkü şekliyle olup akıp
gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylardır. Bunlardan üçü
peşpeşedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyelâhir ile Şâban ayları
arasında olan ve Mudar Kabilesi’nin ayı Recep’tir. Ayrıca Hz. Peygamber
(s.a.s.) Üç Aylar hakkında şöyle buyururlar: “Recep Allah’ın ayı, Şâban benim
ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.”(3) “Ey Allah’ım! Recep ve Şâbanı bize
mübârek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur.”(4) Recep ayı, gerek İslâm’dan önce,
gerekse İslâm’dan sonra mukaddes bilinen bir aydır. İslâm dini gelmeden önce bu
ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk
yapmak yasaklanır, herkes bu ayda kendisini emniyet ve selâmette hissederdi.
İslâm güneşinin doğmasından sonra da -ilâhi hikmet ve takdir gereğince- bu aya
olan hürmet devam ettirildi. Bu ay Regaib ve Mirac gibi mübârek geceler ve
ilâhi tecellilerle şereflendirildi. Ülkemizde de asırlardır bir “Üç Aylar”
geleneği oluşmuş Ramazan’a hazırlık bununla başlar hale gelmiştir.
Bu
mübârek aylar içerisinde öyle feyizli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmet
ve mağfireti bu gecelerde müminler üzerine yağmur gibi yağar. Recep ayının ilk
Cuma gecesi olan Regaib kandili, Allah Teâlâ’nın kullarına bol bol bağışta
bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.
Regaib gecesi, duâların kabul olunduğu ve Allah’ın, isteyen kullarına ihsan ve
ikramının bol bol olduğu bir gecedir. Regaib Kandili, Recep ayının 27.
gecesindeki Mirac ve Şâban ayının 15. gecesindeki Berat Kandillerini, Ramazan
ayını, Kadir Gecesini, Ramazan ve Kurban Bayramlarını müjdeleyen mübârek bir
gecedir.
Recep
ayı içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Mirac gecesidir. Mirac gecesi,
Allah’ın sevgili kulu ve Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.s.)’i; Mekke’deki Mescid-i
Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya ve oradan da göklerin ilâhî
derinliklerine yükselttiği gecedir. Mirac gecesi, Yüce Allah’ın Sevgili
Peygamberimiz’e büyük hakikatlerin ilâhî sırlarını gösterdiği, vasıtaları
kaldırarak ilahî vahye muhatap kıldığı, kendi âyâtını ve kâinatın sırlarını
seyrettirdiği, mü’minlere namazın farz kılındığı ve biz müslümanlar için de
ilâhî lütuflarla dolu olan mübârek bir gecedir.
Üç
Ayların ikincisi olan Şâban ayı ve onun onbeşinci gecesi olan Berat gecesi de
müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir şekilde
geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi adet halini almıştır. Bu gece
hakkında Peygamberimiz (s.a.s.)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. “Allah
Teâlâ -rahmetiyle- Şâban’ın 15. gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi
koyunlarının kılları sayısından fazla kişiyi bağışlar.” (5) Diğer bir rivayete
göre de Hz. Peygamber (s.a.s.); “Şâbân ayının ortasında gece ibâdet ediniz,
gündüz oruç tutunuz, Allah o gece, güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli
eder ve fecir doğana kadar, Ôyok mu benden af isteyen, onu affedeyim, yok mu
benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet
vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle! der.” (6) buyurmuştur.
Bir
kısım alimlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan, Mekke’deki Kâbe
istikametine çevrilmesinin; Hicret’in ikinci yılında Berat gecesinde vukû
bulduğunu kabul etmeleri de bu geceye ayrı bir önem kazandırmıştır. Bu
rivayetlerle, Hz. Peygamber’in Şâban ayına ve özellikle bu ayın onbeşinci
gecesine ayrı bir önem vererek, onu ihyâ ettiğine dair diğer rivayetleri
gözönüne alan İslâm bilginleri, bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevâba vesile
olacağını söylemişlerdir.(7)
ÜçAylar’ın
sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir Gecesi’nin ise dinî
hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan ayı faziletlerle dolu bir
aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün
anlamıyla Kur’an ayıdır. Ramazan’ın diriltici özelliği, bütün insanlığı huzura
ve saâdete kavuşturmak için yeryüzüne gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda
inmeye başlamasında(8), bin aydan, yani seksen küsur yıllık bir ömürden daha
hayırlı olan Kadir Gecesi’nin(9) bu ay içerisinde bulunmasından
kaynaklanmaktadır.
Ayrıca,
İslâm’ın beş esasından biri olan oruç, bu aya tahsis edilmiştir. Ramazan
ayının, günahkâr kullar için, yeniden kendine gelme, canlanıp ayağa kalkma ve
şeytanın vurduğu prangayı koparma fırsatı verdiğini de Peygamberimiz (s.a.s.)
şöyle belirtir: “Ramazan ayı gelince cennet kapıları ardına kadar açılır,
cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.”(10)
Böylece
Ramazan ayı, diğer aylar içinde bir başka aydır. Sanki yeni bir hayatın
başlangıcıdır. Hayatımızın kazandığı ve kazanacağı yeni boyutların
filizleneceği önemli bir devredir. İnsanî ve sosyal ilişkilerimizin daha güzel
bir hüviyet kazanacağı bir zaman dilimidir.
Halk
arasında “Üç Aylar” diye adlandırılan Recep, Şâban ve Ramazan ayları, Yüce
Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir.
Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık
gözyaşlarının günahları silip yokettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu
kadar şeytânî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait bulunan insanın,
günahlarından temizlenmesi için, Üç Aylar bir fırsattır.
Kısaca
Üç Aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce
oruçla buluşanlar, Cuma Namazına koşanlar, namaza başlayanlar, ibadetlerini
ziyâdeleştirenler, tevbe ile Allah’a çok yaklaşanlar…gibi manevî kazanç elde
edenlerin çokça görüldüğü anlardır Üç Aylar
Üç Aylar
geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılmak
için iyi bir imkandır. Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına
vesile olan mübârek Üç Aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden
sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan
münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece kıymetli fırsatlardır.
İnsanoğlu,
yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını
sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa
kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak ettiğimiz Üç Aylar ve bu aylar
içerisinde bulunan mübârek geceler, müslümanların hayatındaki mûtad gün ve
geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Unutulmamalıdır
ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna,
dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mesrûr
olacak, kötü ise pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin
orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Ey
iman edenler! Allah’tan korkun, herkes yarına ne hazırladığına bir baksın;
Allah’tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdârdır.”(11)
Mübârek
Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa
karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan
dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Aramızdaki
çekişmeleri, tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce
farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce
Dinimizin bizden ısrarla istediği; barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve
beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden
yeşermesini sağlamalıdır.
1- Tevbe, 36.
2- Buharî, Tefsir, Sûre, 8,9, Bed’ül-
Halk, 2, Meğâzî, 77, Edâhî, 5, Tevhîd, 24; Müslim, Kasame, 29, Ebû Dâvûd,
Menâsik, 67, Ahmed b.Hanbel, Müsned, c. 5, s. 37, 73.
3- Aclûnî, Keşf’ül-Hafâ, c.1, s. 423,
Hadis No: 1358.
4- Ahmed b. Hanbel; Müsned, c. 1 s. 259,
Keşf’ül-Hafâ, c.1 s. 186, Hadis No: 554.
5- Tirmizî; Savm, 39, İbn-i Mâce,İkâme,
191, Hadis No: 1389.
6- İbn-i Mâce, İkâme, 191, Hadis No:
1388.7-T.D.V. İslâm Ansiklopedisi “Berat Gecesi” Maddesi, c. 5, s. 475, 476.
8- Bakara, 185.
9- Kadir, 3.
10-Buhârî, Savm, 5, Müslim, Sıyam, 1-2.
11-Haşr, 18.
0 comments :
Yorum Gönder