Aile toplumun temel taşıdır. Dinimizde sâliha
bir hanımefendi, toplumun gerçek mimarıdır. Zira o, neslin korunması ve hayırlı
evlât yetiştirilmesi gibi ulvî bir sorumluluğu yüreğinde taşır.
“Bir erkeği terbiye edin; bir insanı
yetiştirmiş olursunuz. Bir hanımı terbiye edin; bir âileyi, hattâ toplumun
büyük bir bölümünü yetiştirmiş olursunuz.” denilmiştir.
Çocuğun eğitim gördüğü ilk sınıf,
anne yüreğidir. “اَلْاُمُّ مَدْرَسَةٌ / Anne bir mekteptir.”
sözü de bu hakîkatin bir ifâdesidir. Annenin ağzından çıkan her bir kelime,
çocuğun şahsiyet inşâsında kullanılan bir tuğla mesâbesindedir.
SÂLİHA BİR HANIMIN 22 ÖZELLİĞİ
Sâliha bir hanımefendi;
1- Âilenin
huzurunu temin eden ve gönülleri aydınlatan âdeta billur bir avizedir.
2- Âilesine
cennet saâdeti bahşeden hoş kokulu bir çiçek, saâdet bahçelerinin en kıymetli
tezyinâtıdır.
3- Şefkat,
merhamet, iffet, edep, hayâ, tevâzu, cömertlik, tefekkür ve tahassüs ile
zirveleşen fazîlet âbidesidir.
4- Evinin
işlerini, efendisinin ve çocuklarının hizmetini îfâ ederken dahî Kurʼân-ı Kerîm ile ünsiyetini ihmâl
etmeyen bir gayret ve ferâgat timsâlidir.
5- Etrâfına
gayet latîf bir lisanla, nezâket ve müsâmaha ile muâmele eden bir zarâfet
numûnesidir.
6- Onun
yüreği, kendi yavrusundan başlayarak yeryüzündeki bütün âcizleri, muhtaçları
kucaklama temâyülü ile dolu bir rahmet dergâhıdır.
7- Mü’minin
takvâdan sonra sahip olabileceği en hayırlı nîmettir.
Nitekim Peygamber -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde:
“Bana dünyanızdan,
kadın ve güzel koku sevdirildi; namaz da gözümün nûru kılındı.”[1]buyurmuşlardır.
Yani sâliha bir hanımı Cenâb-ı Hak sevmiş ve Habîbʼine de sevdirmiştir.
Âyet-i kerîmede; “Rabbimiz! Bize gözümüzü
aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla…”buyrulması da sâliha
hanım yetiştirmenin ehemmiyetine dikkat çekmektedir. Bu keyfiyetteki sâliha
hanımlar için Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Cennet
annelerin ayakları altındadır!”[2] buyurmuşlardır.
Yine Efendimiz -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- sâliha bir hanımefendiyi şöyle tavsîf etmişlerdir:
“Mü’min,
Allâh’a takvâdan sonra en ziyâde sâliha bir eşten hayır görür. Böylesi bir
kadına emretse itaat eder. Ona baksa sevinç duyar. Bir şeyi yapıp yapmaması
hususunda yemin etse, kadın bunu yerine getirerek onu yeminden kurtarır.
Zevcesinden ayrılıp uzak bir yere gitse, kadın hem kendi nâmusunu korur hem de
kocasının malı hususunda hayırlı ve dürüst olur.” (İbn-i
Mâce, Nikâh, 5/1857)
8- Sâliha
bir hanımefendi, ilâhî kudretin insanoğluna lûtfettiği bir şefkat kucağıdır.
Âile ocağındaki fertlerin taşkınlıklarını, bilhassa çocukların usandırıcı
hırçınlıklarını eritecek fazîlet cevheri, anne kalbidir. O, bir taraftan âileyi
mânevî neşvelerle doldurur, bir taraftan da günah girdapları ve ahlâksızlık
erozyonlarına karşı âilenin koruyucu zırhı -tâbir yerindeyse- bir paratoneri
olur.
9- Sâliha
bir hanımefendinin takvâ ve istikâmeti; kocasını, çocuklarını, akrabalarını ve
hattâ komşularını hayır ve hasenâta teşvik edecek mâhiyette olur.
Şüphesiz ki âile hayatında bir hanımın
en mühim vazife ve mesʼûliyetleri,
kocasına karşı olanlardır. Bu meyanda sâliha bir hanımefendi;
10- Beyini
hiçbir zaman ihmâl etmez, âile fertleri arasında onu ikinci sıraya düşürmez.
11- Efendisi
evine döndüğünde onu kapıda, güler yüzle karşılar; evinden çıkarken de güzel
sözler ve duâlarla yolcu eder.
12- Üstünü-başını
ve evini temiz, tertipli ve güzel tutmaya dikkat eder. Efendisinin nefretini
celbedecek nâhoş görüntü, kötü koku vb. menfîliklerden kaçınır.
13- Ev işlerinde
ve çocukların hizmetinde kendisi çok yorulmuş olsa bile bunu belli etmez,
beyinin yanında yüzünü ekşitmez. Onun sıkıntılarını paylaşır, tatlı diliyle
tesellî kaynağı olur, yorgunluğunu atmasına yardımcı olur.
14- Sâliha
bir hanım, efendisini memnun edebilmek için; onun hislerini, ideallerini, ilgi
alanlarını, zevklerini iyi anlamaya gayret eder. Meselâ efendisinin yemek
yiyeceği, dinleneceği vakitleri iyi takip eder. Yani bunları hangi vakitte
yapmayı alışkanlık hâline getirmişse, o vakitleri gözetip hazırlığını zamanında
yapar.
15- Sâliha
bir hanım, beyine hayırlı ve meşrû her işinde destek olur.
16- Âile
sırlarını kimseye ifşâ etmez.
17- Sâliha
bir hanım, efendisinin sevinciyle sevinir, kederiyle kederlenir. Âdeta iki
bedende tek bir yürek olur.
18- Hayat
sürprizlerle doludur. Saâdet mevsimleri gibi, felâket zamanları da olur. Böyle
durumlarda sâliha bir hanım, elinden gelen hiçbir fedakârlığı esirgemez.
Efendisinin yükünü hafifletmeye gayret eder. Efendisi evine ne getirebilirse,
buna hamd eder, şükreder, şikâyeti unutur, rızâ hâlinde olur.
19- Sâliha
bir hanım, yalnız efendisini sevip saymakla kalmaz, onun akraba ve dostlarına
da hürmette kusur etmez. Hattâ bir tercih durumunda kalırsa, kendinden
fedakârlıkta bulunup beyinin âilesine daha fazla yakınlık gösterir. Zira bu
davranışın, efendisini memnun edeceğini bilir.
20- Sâliha
bir hanım, Allâhʼın
belirlediği mahremiyet sınırlarına titizlikle riâyet eder. Meselâ yalnız
başınayken, kendisine nikâh düşen birini, akrabadan bile olsa evine alamaz.
Hiçbir zaman saf ve güzel niyet gözlüğünü takıp da mahremiyet duvarlarını
yıkamaz. Bembeyaz bir elbise gibi olan nâmus, iffet ve haysiyetine en küçük bir
leke düşürmeme hassâsiyetini muhâfaza eder.
21- Sâliha
bir hanımefendi, beyinin davranışlarına son derece dikkat eder. Şâyet
efendisinin bir hususta asabîleştiğini fark ederse, meseleyi münâkaşa raddesine
vardırmadan, alttan alarak, sükûnet, sühûlet ve mülâyemetle tatlıya bağlamaya
çalışır.
22- Sâliha
bir hanımefendi, kocası ne kadar asabîleşse de kendisine yakışan edep ve
terbiye dâiresinin dışına çıkmaz. Öfkeyle karışık münâkaşaların hiçbir hayır
getirmeyeceğini, bilâkis aradaki muhabbet ve saygıyı zedeleyip âile yuvasını
tehlikeye atacağını dâimâ göz önünde tutar. Kocasının hatâsını anlayıp telâfî
edeceği zamanı sabırla bekler…
İşte bu ve benzeri fazîletlerle
kendisini âilesine hasreden sâliha bir hanımefendi; engin bir sevgiye, derin
bir saygıya ve ömürlük bir teşekküre lâyıktır…
Rasûlullah -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- Efendimiz de böyle sâliha bir hanımefendinin uhrevî
mükâfâtını:
“Kocası
kendisinden memnun olduğu hâlde ölen (takvâ sahibi bir) kadın Cennet’e girer.” (Tirmizî,
Radâ’, 10/1161; İbn-i Mâce, Nikâh, 4) beyânıyla müjdelemiştir.
Cenâb-ı Hak bu müjdeye nâil
olabilmeyi bütün hanım kardeşlerimize lûtf u keremiyle ihsan
buyursun… Âmîn!
Dipnotlar:
[1] Nesâî, Işretü’n-Nisâ, 10; Ahmed,
III, 128, 199.
[2] Nesâî, Cihâd, 6; Ahmed, III, 429;
Süyûtî, I, 125.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş
0 comments :
Yorum Gönder