Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi
aşan her şeye fahiş denir. Buradaki manası çirkin olan işleri açık kelimelerle
anlatmak, müstehcen konuşmak demektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Fuhuş söyleyene Cennet
haramdır.) [Ebu Nuaym]
(Haya ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz
nifaktandır.) [Tirmizi]
(Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da,
Kıyamette, o günahı herkesten saklar.) [Müslim]
(Haya, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır.
Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır.)
[Beyheki]
(Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) [Nesai]
(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, fahiş söz söylemez)
[Tirmizi]
(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.)
[İbni Ebiddünya]
(Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez.)
[İbni Ebiddünya]
(Çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyenden
Allahü teâlâ nefret eder.) [Tirmizi]
Bazıları soruyor:
"Biz arkadaşlarımızla kendi aramızda bazen
sakıncalı laflar kullanıyoruz. Ama ciddi anlamda değil. Bazı zamanlarda da hiç
de hoş olmayan hareketlerde bulunuluyor. Bunlar da şaka mahiyetli. Nadir de
olsa küfür bile edenler oluyor. Fakat hiçbiri ciddi anlam taşımıyor. Bu söz ve
hareketlerin sakıncası var mıdır dinen? Günah mıdır? "
"Küfretmek caiz midir.Hangi durumlarda
yapılabilir? Kavga esnasında küfretmenin hükmü nedir? Amerikaya Busha küfretmek
veya kafir ve zalim olduğunu düşündüğümüz zarar veren birine küfretmenin hükmü
nedir? "
İnsanın ağzından çıkan her sözün mesuliyeti
vardır.İslamiyetin ruhuna ters düşen her türlü hareket ve sözlerde bulunmak
caiz değildir. Şaka yolla dahi olsa bunlardan mutlaka uzak
durulmalıdır.İnsanların hatalarından dolayı argo sözler söylemek caiz değildir
ve kul hakkına sebep olur. Bu günahtan kurtulmak için hemen tevbe ve istiğfar
edilmelidir.Hatta gıyabında (arkasından) olumsuz konuşma yaptığımız insandan
hellallik istemelidir.
Müslümanları rencide etmek haramdır ve insanı
günahkar eder. Hatta kafirde olsa,onu rahatsız etmek İslam dininde yasaktır.Bu
rahatsızlık sadece insanlara değil meleklerede yapılıyor.İnsanların rahatsız
olduğu şeylerden meleklerde rahatsız olurlar.Mesela hadisi şeriflerde:
(Ağzınızı temizleyin! Kiramen kâtibin melekleri için,
ağızdaki yemek artıklarının kokusundan daha kötü bir şey yoktur.) [Deylemi]
(Sarımsak, soğan yiyen, mescidimize gelmesin. Çünkü,
insanların rahatsız olduğu şeylerden, melekler de, rahatsız olur.) [Taberani]
(Çıplak durmayın! Yalnız cima ve helada sizden
ayrılan hafaza meleklerinden utanın ve onlara saygılı olun!) [Tirmizi]
Görüldüğü üzere,bizden ayrılmayan kirâmen kâtibin
melekleri var.Sağımızdaki sevapları,hayır hasenatları, iyilikleri ; solumuzdaki
ise günahları,kötülükleri kayıt eder.Ağzımızdan çıkan her argo ve ayıp sözler
bu melekleri rahatsız etmektedir.
Dolayısıyla,eğitimle alakalı olarak anne ve babalara
da büyük görevler düşmektedir, çocuklarını iyi terbiye etmelidir.Ağaç yaş iken
eğilir.Din ve ahlak terbiyesini mutlaka vermelidir.Zira terbiye edilmeyeni ateş
terbiye eder.Yani ona ateş dokunur.
Kuranı kerimde yüce Allah şöyle buyurmaktadır
:"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan
ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, sert tabiatlı, Allah'ın emirlerine
karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır."[Tahrim 6]
Hadisi şerifte :
(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban
sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden
korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]
(Çocuğu terbiye etmek, tonlarla sadakadan daha
sevaptır.) [Tirmizi]
Bir Müslümanın evladı ibadet edince, kazandığı sevap
kadar, babasına da verilir. Bir kimse, çocuğuna dinini öğretmeyip, günah olan
şeyler öğretirse, bu çocuk ne kadar günah işlerse, babasına da o kadar günah
yazılır.
Mü'min, hiçbir kimsenin soy ve sopuna dil uzatmamalı,
ölmüş bulunan yakınlarına sövmemelıdir. Vefat etmiş bir şahsa sövmek, hem onun
ruhunu ve hem de hayattaki yakınını incitir. Yaşayan insanlardan özür dilese
bile, ölmüş kimse ile helallaşmak imkânı yoktur. Edep ufkunun en asil örneği ve
dil temizliğinin yegâne mümessili bulunan Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle
buyurmaktadır: "Ölülere sövmeyiniz. Zirâ onlar, (kendilerinden) önce
gönderdiklerine kavuşmuşlardır" (Buharî c. 2, s. 108).
Ölmüş bulunan ve kendisini müdafaadan âciz kalan bir
insana sövmek, mertlik hasletiyle bağdaşmaz. Bu çirkin hareket, Peygamberimiz
(s.a.v.)in ahlâkiyle bezenmesi gereken bir müslümana asla yakışmaz.
Bu tür argo konuşmaları alışkanlık haline getirip
sürekli yapmak daha büyük bir günahtır. Alışmışız bir kere böyle konuşmaya
demek mazeret değildir. En kısa zamanda bu çirkin günahtan tevbe edip bir daha
dönmemek gerekir.
İnsan, aslında en güzel şekilde yaratılmış olan
muhterem bir yaratıktır. Hiç bir kimseye sövülmemesi gerekir.
Resulullah (s.a.v.) efendimiz bir hadisi
seriflerinde:"(Kâmil) bir mü'min zem edici, la'net edici, yaramaz işli ve
kötü sözlü olmaz" (Feyz'ül-kadir c. 5, s. 360).
Sövmek, islâm ahlâkına aykırı sözlerin başında
gelmektedir.
Sövmenin en ağırı "sin" ve "kef"
harflerini birleştirerek sarfedilen, ırz ve namusa tecavüz ifade eden galiz
sözlerdir. Bunlardan başka bir şahsın anasının, karısının, kızının,
kızkardeşinin ve kendisinin ırzına ve namusuna leke teşkil edecek, şeref ve
haysiyetini zedeleyecek sözler sarfetmek de sövme fiiline dahildir.
Toplum içinde öyle insanlar görülür ki, kızdığı
kimsenin annesine, zevcesine, kızına veya kızkardeşine ağır ifade ve galiz
sözlerle tecavüzde bulunur. Böyle bir hareket; dargınlığa, kavgaya ve cinayetle
neticelenen hadiselere yol açar.
Ebeveynimize (anne ve babamıza) sövmek, Allah
Resulünün diliyle, büyük günahlardan sayılmıştır. Bu iddiamızın delili olan bir
hadîs-i şerif mealini inançlı ve faziletli gençlerin bilgi hanesine aktarmak
istiyorum:
-"Bir adamın, kendi anne ve babasına sövmesi
büyük günahlardandır." Ashâb:
-"Ey Allah'ın Resulü! Bir adam kendi ebeveynine
sövebilir mi?" dediler. Efendimiz (s.a.v.):
-"Evet, o, bir adamın babasına söver de o da
onun babasına söver. Anasına söver de bu da onun anasına söver" buyurdu
(Müslim c. 1, s. 65).
Başka hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur :
"Kim bana çene kemiklerinin arasın(daki
lisanın)ı, bacaklarının arasın(daki ırzını korumay)ı tekeffül (garanti) ederse,
ben de onun için cenneti tekeffül ederim" (Buhârî c. 7. s. 184).
"Müslüman o kimsedir ki,diğer müslümanlar onun
dilinden ve elinden emin dir (selamettedir)" (Buhari,Müslim,Ebu
davud,Tirmizi,Nesâi)
Her günahda küfre giden bir yol vardır.Argo konuşmada
da küfre giden yol vardır.Yani insanın dinden imandan çıkması söz konusu
olabilir.
Bazı fıkıh alimlerine göre, bir müminin ağzına
sövülmesi [def-i hâcet lafzı ile] küfrü gerektirir. Çünkü müminin ağzı iman ve
Kur'an yeridir. Bununla beraber kişi küfre düşmemiş olsa da büyük günah işlemiş
olur.
Müslüman,ağzını küfre ve lânete alıştırmamalıdır,hatta
öyle ki, yezide dahi lânet etmek hayır ve müstehap değildir,insana sevap
kazandırmaz.Aslında Müslüman, bırakın küfür sözlerini, nezâhet ve nezâket dışı
sözleri bile ağzına almamaya, dilini bunlara alıştırmamaya gayret etmelidir.
Şu hadis-i şerif bütün mü’minler için ne büyük bir
irşaddır!.. Ebu hureyre (r.a.) anlatıyor. Rasûlullah’a (a.s.m.), – ey Allah’ın
resûlü! Müşriklere beddua et, onları lânetle! Denilmişti. Şu cevabı verdi:
"Ben rahmet olarak gönderildim, lânetleyici olarak değil!.."
İman öyle bir şey ki ,Allahın bir lütfu ve ihsanıdır
ve herkeze nasip olmaz.Cennete ancak bununla girilir.Eğer ona zarar gelirse ki
haberimiz olmadan gelme ihtimali vardır MazaAllah , öyle durumda , yani imanın
ayrılması durumunda , yalnız başına ayrılmadığını bilmek gerekir.1- Nikah,
2-kazanmış olduğumuz tüm sevaplar( elde var 0 ). Zengin ise tekrar hacca
gitmesi gerekir. Ve o kişi şu tehlike ile de karşı karşıyadır : Her an imansız
gitme tehlikesi; çünki imansız olduğunu bilmiyor ! ,öyle bir durumda (imansız
gittiği takdirde) , o kişiye ebedi cehennem yolu gözükmüş oluyor , MazaAllah.
Peki bu durumda ne yapılması gerekir ? Acilen iman ve nikah tazelemek gerekir.
Kelime-i şehadet getirilmesi ve küfre sebep olan şeye tövbe edilmesi lazım.
İman dan sonra birde nikah tazelemesi gerekiyor, çünki kişinin dini nikahı
düşmüş idi.
İbni Abidin buyuruyor ki : '' Yemin ederim ki, bu
zamanda en mühim işlerden biri de elfazı küfürdür ( Küfür sözler ). Çünkü sen
çoğu zaman avam halktan küfre götüren sözler işitirsin; halbuki onlar bundan
gafildir. İhtiyatli olan ise cahil ( bilgisiz ) kimsenin hergün imanını
yenilemesi, tazelemesidir.''
Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin
olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kâfir olur. Küfre düşürücü söz
kullananın imanı gider de haberi olmaz. Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de
haberi olmaz. Halbuki ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]
İmanın zarar görmemesi için ne yapmak gerekiyor?
1- Doğru imana yani Ehl-i sünnet itikadına sahip
olmak.
2- Salih amellere sarılmak.
İman, muma benzer, ibadetler mum etrafındaki fener
gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslamiyet’tir. Olmazsa fener, mum çabuk
söner. İmansız İslam olmaz, İslam olmayınca, iman da yoktur. Bunun için
Kur’an-ı kerimde, (İman edip salih amel işleyenler) ifadeleri geçmektedir.
Demek ki imanı muhafaza edebilmek için, salih ibadetlere sarılmak şarttır.
Bunun için de fıkhı iyi bilmek gerekir. Bilmeden yapılan ibadet boşa gider, hem
de iman muhafaza edilemez.
Bilmek , yani islamı öğrenmeye çalışmak (Helaller ,
Haramlar , Farzlar , Vacipler..) nitekim hadisi şerifte '' İlim öğrenmek,
müslüman erkek ve kadına farzdır '' buyurulmaktadır. Maalesef bu konuda çok
eksiklerimiz mevcuttur . Birde namaza devam etmek, çünki namaz imanın
muhafazası için bir kalkan durumundadır. Hadisi şerifte şöyle buyuruluyor : ''
Namaz dinin direğidir. Onu bırakan dinini harab etmiş olur.'' Şu da var ki ,
namazın o kişiye beddua etmemesi için , namazı düzgün kılmak gerekiyor. Düzgün
kılınmayan namaz (Tadili erkanına vesair dikkat edilmeyen namaz) beddua ya
sebep olur. İlimsiz ibadet olmaz !
Özetleyecek olursak, argo konuşmanın ve sövmenin,
madde halinde zararları nelerdir :
1-Büyük günah kazandırır.
2-Kul hakkına sebep olur.
3-Başkalarına,özellikle çocuklara ve gençlere kötü
örnek olur.(Onlarda yaptığı takdirde,kendisine de günah yazılır.)
4-Kendisiyle beraber bulunan (kirâmen kâtibin)
meleklerine rahatsızlık vermiş olur.
5-Kalbi siyahlaşır ve katılaşır.Buda Allah'tan
uzaklaşmasına sebep olur.
6-Resûlullah efendimizi üzmüş olur.
7-Şeytanı sevindirmiş ve ona hizmet etmiş olur.
8-Cehenneme yaklaşır.
9-Belaları üzerine çeker.
10-Allahın
nefretine ve gazabına sebep olur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
0 comments :
Yorum Gönder