Sırrı hilafet, her asırda bir
zatı şerife, Allahu Tealanın ihsanı olan bir husustur ki, Efendimiz sav in izin
ve icazetleriyle, bütün ümmeti Muhammedin terbiyesi hususu, kendilerine Allahın
ihsanı olur. Bu veçhile memurdurlar.Böyle bir zatı şerife sırrı hilafet ihsan
olunacağı zaman, Allah tarafından Hızır as.a işaretle:-Falan öğlu filan
kuluma,sırrı hilafeti ihsan eyledim.Var,müjde eyle,emriyle Hz Peygambere
gelir.-Ya Resulullah!Ümmetinden, filan oğlu filana,Allah (CC)sırrı hilafeti ihsan
buyurdu.Ne emriniz olur? Der.allah Resulu sav.,Hızır as ‘a bir yeşil hilat
vererek:-Var,imdi bu hilatı o zata giydir ve kendisini alıp buruya getir,diye
emir buyurur.Hızır as.hilatı alarak o zata götürür ve:-Resulullah sav size
selam etti.Bu hilatı gönderdi.Tarafı ilahiden size sırrı hilafet ihsan
olunduğunun müjdesiyle geldim.Buyurun sizi bekliyorlar der.O zatı vâlâ kadir
(NA’AM) diyerek,hiç beklemeden Resulullahın huzuruna varır ve görür ki; bir
yüce divan kurulmuştur.Kalem yazmağa dil anlatmaya kadir olamaz.Resulullah sav.
türlü mücevrler ve kıymetli taşlarla bezenmiş bir yüce kürsi üzerinde
oturmaktadır. Sağlarında ve sollarında bütün Enbiyayı İzam ve Resülu
kiram,Ciharyarı güzinve bütün ashabı kiram efendilerimizle,bütün
pirler,kutuplar ve ehlullah,her biri mertebelerine göre gayet süslü birer kürsi
üzerinde oturmaktadırlar.O anda Resulullah sav ‘in huzuruna getirilen Zatı
Şerifi bizzat karşılarına alıp teveccüh buyururlar.Bu teveccühlerinde, bütün
fiillerini, sözlerini ve amellerinin tamamını ihsan buyururlar ve kendi
hallerini bütün bütün giydirirler.Daha sonra,o zata mücevherlerle süslü yeşil
bir hilatı şerife giydirerek, mübarek başlarına yine mücevherli bir tacı şerif
koyarlar ve üzerine bir de mücevherli sorguç takıp,buyururlar ki:-Cenabı kadiri
kayyum, tarafı ilahiyesinden sana sırrı hilafeti ihsan buyurdular.Bizim dahi
halifemizsin.Bütün ümmetimin terbiyesi, uhdene verilmiş ve havale
edilmiştir.-Daha sonra terbiye aletlerinden bir cendere, bir kamçı, ayaktan ve
boyundan bağlamak için birer kement ihsan buyurur.bunlar birer
tabirdirler.Bunları dünya aletleriyle kıyaslamalıdır.Bu aletlerle terbiye
edilmeleri gerekenler,batıda olsalar doğudan yetişip aynı anda icra
buyurabilrler.O zatı vela kadr için, o büyük mecliste hazırlanmış bulunan makam
sırrı hilafet olan irşad postudur ki, ona oturması emrolunur ve sonra, serveri
Enbiya Sertacı evliya,Efendimiz hz leri,el kaldırarak bir yüce dua ederler ve
hazır bulunanlar (Amin) diyerek ellerini yüzlerine sürüp (Fatiha)
buyururlar.Duadan sonra, O zatı Şerifin hilafet müddetince irşad edeceği
zevattan, zamanında ne kadarı geçerse Ehlullah,inabe alacak dervişleri, bu yüce
mecliste Resulullahın huzuruna çağırarak emir ve icazetleriyle o zatın ellerini
öperler ve kendisine biat ederler.Bu da tamamlandıktan sonra O zatı
Şerife:-Var, ümmetimi dilediğin gibi terbiye ederek Hakka ulaştır diye izin ve
ruhsat verilir.Bu suretle resulullahın icazetiyle hücrelerine gelir ve
otururlar,kendilerine ısmarlanan memuriyetlerinin icrası ile meşgul olurlar.O
zatı şerif zerreye varıncaya kadar her şeyi görür.kendisi için örtülü,kapalı
bir şey Yoktur.(Allahın izniyle)bir müridi batıda bir müridide doğuda olsa ve
kendileri de ortada bir yerde olsalar, müritlerinin ikisine birden Emri Hak
vaki olup son demlerinde iblis (Şeytan)bunlara musallat olsa,hilafet nuru ile
bu hali görürler ve bunları iblisin şerrinden kurtarırlar.O zata göre,
kendisinden gizli bir şey yoktur.İster yakın ister uzak, ister gece ister
gündüz olsun, onun için birdir. Her kişinin haline vakıftır.Kişinin kendi
halini kendisinden iyi bilirler.Nereye uzansa yetişir, nereye dilerse yakın
veya uzak ayak basarlar.Göz açıp kapayıncaya kadar nereye dilerse ve neyi
görmek isterse görürler.Onun için gizli ve saklı bir şey olmaz.Her yerde bulur
ve bilirler.Herhangi yerde olursa, hazır bulunur, kusur ve tecellisine göre
terbiyesini ederler. Dilerse bir müridini bir bakışta VASILI -İLALLAH
eder.Etmediğinin mutlaka bir ileti ve hikmeti vardır.Bazıları tez vakitte
Vasılı-ilallah olurlar.Bazıları ise, uzun zamanda vuslat bulurlar.zira o zatı
şerif daima,Resulullahın huzurunda bulunur.bu sebeple her ne diler ve
isterse,resulullahın izin ve ruhsatı iledir.Kendiliğinden bir şey dilemez ve
işlemez.İşte bu hallerle hallenmiş ve sıfatlanmış olan zatı şerif:bulunabildiği
taktirde bütün cisimleri altın haline getiren ve KİBRİTİ AHMER adı verilen
olağan üstü kuvveti haiz cisim nevindendir. Fakat Allah rızası yolunda bulunmak
isteyen her talibe, her salike, her aşık ve sadıka mutlaka arayıp bulması ve
başka bir iklimde bile olsa peşi sıra koşup araştırması gerekir.-Eğer
salik:-Nasıl bilinir? Nasıl bulunur? Diyecek olursa,bu zatı vela kadirin her
fiili, kavli ve ameli Resulullah sav ‘in siyreti gibi olup, asla buna aykırı
harekette bulunmaz, kabul dahi etmez.Üzgün bir kimse huzurlarına varıp mübarek
yüzlerini görse, içindeki üzüntü bir anda gider.Yerine bir ferahlık gelir, içi
açılır.Birer inci tanesi halinde, mübarek ağızlarından dökülen sözlerinden
sevinç hasıl olur, meclislerinden ayrılmak istenilmez. Ayrıca yaşça ve rütbece
büyük görünenler dahi meclislerine gelince,ister istemez ellerinden öpmeğe
mecbur ve hayır dualarını almakla mesrur olurlar.-İşte bu zatı şerifi, salik ve
talip bulduğu ve bildiği zaman, hiç düşünmeden mübarek ellerinden öpmeli,
hizmetlerinde bulunmak için can ve başla gönüllü olmalı, malen ve bedenen
güçleri yettiği kadar hizmetinde bulunmayı ganimet ve emirlerini yerine
getirebilmeyi nimet saymalı ve her hususta kendisine itaatkar olarak teslimi
külli ile teslim olmalıdır.(kuklacının elindeki kukla gibi veya gassalın
elindeki meyyit “ölü” gibi)
Miftahül Kulup M.Şemseddin Nuri
K.S.
0 comments :
Yorum Gönder