Allahü
Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyurur:
-
Rabbın "kendisinden başkasına ibadet etmeyin, ana-babaya iyi muamele
edin" diye hükmetdi. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında
ihtiyarlığa ererse, sakın onlara "öf" bile deme. Onları azarlama,
onlara çok yumuşak ve tatlı söyle. Onlara acıyarak tevazu kanadım indir. Ve
"Ya Rabbi, onlar beni çocukken nasıl bakıb büyütdülerse, sen de
kendilerine öylece merhamet eyle!"
Ebeveyne
karşı yapılması lazım gelen hürmet, itaat ve hizmete dair.
Allah
Teala ve Tekaddes hazretleri buyuruyor:
-
"Biz insanların ana ve babalarına iyilik etmelerini vasiyet ettik"
(Rad Süresi (13), 21)
-
"Allah'a ibadet edin ve ona hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara yakın komşuya, yabancı komşuya, yanınızdaki
arkadaşa, yolcuya, ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik ediniz." (Nisa
Süresi (4)1)
-
"Biz ana ve babasına iyilik etmeği insana tavsiye etdik. Hususiyle anasını
tavsiye ederiz ki, o kat kat zaafa düşerek ona gebe kalmış, emzirmesi de iki
sene sürmüşdür. Binaenaleyh, Bana, ana ve babana şükret." (Lokman Süresi
(31). 14)
Abdullah
b. Mes'ud radıyallahu anh der ki:- Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme:
"Allah'ın
katında en sevgili amel hangisidir?" deye sordum. Buyurdular ki:
-
Vaktinde eda. olunan namaz.
-
Namazdan sonra hangisi daha sevgilidir?
-
Anaya, babaya iyilik etmektir, buyurdular.
-
Sonra hangisidir? dedim.
-
Allah yolunda cihadda, buyurdular.
Allahü
Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyurur:
-
Rabbın "kendisinden başkasına ibadet ererse, sakın onlara "öf bile
deme. Onları azarlama, onlara çok yumuşak ve tatlı söyle. Onlara acıyarak
tevazu kanadım indir. Ve "Ya Rabbi, onlar beni çocukken nasıl bakıp
büyüttülerse, sen de kendilerine öylece merhamet eyle!" de. (İsra suresi,
(17) 23-24)
Musa
aleyhisselam bir defasında şöyle dedi:
- Ya
Rabbi, bana öğüt verir.
Allah
Teala ve Tekaddes hazretleri buyurdu:
-
Rabbının hukukuna riayet et.
Musa
aleyhisselam tekrar etti:
Allah
Teala ve Tekaddes hazretleri buyurdu:
-
Ananın hakkını gözet.
Musa
aleyhisselam tekrar sordu:
Allahü
Teala ve Tekaddes hazretleri tekrar buyurdu:
-
Ananın hakkını gözet.
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuşdur ki:
-
"Kim anne ve babasının rızalarını alarak sabahlarsa cennette ona iki kapı
açılır. Aynı şekilde akşamlarsa yine kendisine Cennette iki kapı açılır. Anne
ve babasından yalnız birisi hayatta olur da onun gönlünü hoş ederse, kendisine
cennete giden bir kapı açılır.
Ashab-ı
kiramdan bir zat:
-
Zulmederlerse de mi? diye sordu. Bunun üzerine Resulü Ekrem sallallahu aleyhi
ve sellem üç defa:
-
Zulmetseler de, buyurdu ve devamla:
-
"Anne ve babasını küstürmüş olduğu halde sabahlayan kimseye iki kapı
açılır. Bunlardan bir tanesi hayatta olur da, onun rızasını almaz ve onu
küstürürse kendisine cehenneme giden bir kapı açılır, zulmederlerse de zulüm
ederse de, zulüm ederlerse de" buyurdular. (Beyhaki, Şua-bü'1-iman)
-
Cennetin güzel kokuşu, beş yüz yıllık mesafeden alınır. Fakat anne ve babasına
isyan edenlerle, akrabaları ile münasebeti kesenler, bu kokuyu alamaz.
(Taberanî, Sağirinde)
Gene
buyurdular (Ebu Hureyre radıyallahu anh'den)
- Ana
ve babaların ihtiyarlık zamanlarında bunlardan birine veya her ikisine yetişip
de (bunlara layık oldukları hürmette bulunmadıklarından dolayı) cennete
giremeyen kimsenin burnu yerlerde surunsun, deye üç kere tekrarlamıştır. Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
-
Evladın anaya, babaya asi olması halinde eğer onlara lanet ederlerse, bu lanet
evladı kendilerinden koparır. Kim ki ebeveynim razı ederse. Yaratanım razı
etmiş olur. Kim ki ebeveynini üzerse Yaratanım öfkelendirmiş olur. Kim ki
anasına, babasına yetişir de onlara bakmaz, iyilik etmez ve kendisinden razı
eyleyemezse, Allah korusun cehenneme girer.
Bir
adam Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme:
- Ya
Resülallah halk içinde iyi muamele yapmama en ziyade layık olan kimdir? deye
sordu.
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
-
Anandır, buyurdu. İki defa daha sorduğunda aynı cevabı tekrar etdi.
-
Sonra kim gelir? deye sordu
-
Baban, buyurdu. (Hadis-i Buhari ve Müslim)
Gene
buyurdular:
-
"Sadaka veren kimse, sadakasını neden Müslüman olan anne ve babasının ruhu
için vermez? Halbuki böyle yapsa, verdiği sadakanın sevabı onların ruhuna
gideceği gibi, onlardan bir şey eksilmemek şartıyla, onların sevabı gibi, bir
sevap da kendisine yazılır." (Taberani, Evsat'da)
Malik
b Rebia radıyallahu anh şöyle demiştir:
-
Resulü ekremin huzurunda bulunuyorduk. Beni Seleme'den bir kişi gelerek. Resulü
Ekrem efendimize:
- Anne
ve babam öldükten sonra, onlar için yapabileceğim bir iyilik daha var mıdır?
deye sordu.
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- Evet
onlar için dua ve istiğfar etmek, verdikleri sözü yerine getirmek, dostlarına
ikram etmek yakınlığı onlar vasıtasıyla olan kimseleri ziyaret etmek, ikramda
bulunmaktır, buyurdu. (Ebu Davud, İbni Mace, İbn Hibban)
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin huzuruna bir adam geldi ve:
- Ya
Resûlallah, anam iyice ihtiyarladı. Ben onu kendi ellerimle yediriyor,
içiriyor, sırtımda taşıyorum. Hasılı her türlü ihtiyacım karşılıyorum. Mükafata
hak kazandım mı? dedi.
Resulü
ekrem sallallahu aleyhi ve sellem cevaben:
-
"Hayır, bu senin yapdıkların, ananın senin üzerindeki haklarının yüzde
birine bile karşılık değildir. Fakat sen iyilik ediyorsun. Allah sana, bu az
iyilik karşılığında çok sevab verir, buyurdular. (Tenbihu'l-Gafilîn'den)
Yemen'den
bir kişi Resulü Ekrem efendimize gelerek:
- Ya
Resülallah! Cihad etmek istiyorum, dedi. Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve
sellem:
-
Yemen'de annen, baban var mı? diye sordu. Adam:
- Evet
var. Ya Resülallah! dedi.
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi vesellem:
Sana
izin verdiler mi? deye sordu. Adam:
Hayır
vermediler Ya Rasülallah! dedi. Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
-
Anne-babana don de izin iste. Müsaade ederlerse cihad et. Etmezlerse gücün
yettiği kadar onların hizmetine devam et. Çünkü imandan sonra seni Allah'a
ulaşdıracak amellerin en hayırlısı odur. (Ahmed ve îbn Hibban'dan)
-
Anaya-babaya hizmet, itaat ve ihsan sebebiyle Cenab-ı Allah insanın ömrünü
müzdad buyurur, yani vücuduna sıhhat, kalbine genişlik ihsan eder de enfas-ı
madüdesini az bir zamanda ikmal eylemez. (Camiu's-sağîr)
-
Cennete duhul, valideyne tevazu, itaat ve istihsal-i rızaları için haki
payelerine kapanmakla olur. (Camiu's-sağir)
-
Allah'ın rızası ebeveynin rızasında, gazabı da gazaplarındadır. (Camiu's-sağir)
-
Anaya, babaya muhabbetle bakmak evlat için ibadet makamındadır. (Menavi)lallahu
aleyhi ve sellem efendimize bildirdi:
- Ya
Resülallah, kocam çok hasta, ölüm halinde. dedi.
Resulü
ekrem, vaziyeti öğrenmek için Bilal Habeşî, Ali, Selman ve Ammar radıyallahu
anhüm hazeratını, Alkame'nin evine gönderdi. Gitdiler, Alkame ağır hasta idi.
"La ilahe illallah, Muhammedün Resülullah" demesini söylediler. Bir
türlü söyleyemedi. Üzüldüler. Vaziyeti bildirmesi için Bilal radıyallahu anhı
Resulü Ekrem efendimize gönderdiler, o vaziyet etraflıca anlattı. Bu malumat
üzerine Resulü Ekrem efendimiz ana ve babasının hayatta olup, olmadıklarım
sordu. Babasının öldüğünü, ihtiyar anasının hayatta olduğunu öğrendiler.
Resulü
Ekrem efendimiz, ihtiyar kadına oğlu ile vaziyetinin nasıl olduğunu
sorduklarında, ihtiyar kadın:
- O
hep karışım dinliyor, hep beni tersliyor, hiç bir dileğimi yerine getirmiyor,
cevabım verdi. Resulü Ekrem, Bilal-i Habeşî'ye:
- Git
bir yığın odun topla, onu ateşle yakayım, buyurdu.
Bu
sözleri duyan Alkame'nin annesi:
- Ya
Resülallah. O benim oğlum ve gönlümün meyvesidir. Onu benim gözlerimin önünde
yakacak mısın? Buna yüreğim nasıl dayanır, dedi.
Resulü
Ekrem efendimiz şöyle buyurdu:
- Ey
Alkame'nin annesi, Allah'ın azabı daha şiddetli ve daha devamlıdır. Sen içinden
Allah'ın onu mağfiret etmesini diliyorsun. O halde ona kırgın olmadığım açıkla.
Hakkını helal et. Varlığım kudret elinde olan Allah'a yeminle söylerim ki, sen
ona kırgın oldukça, onun ne namazı, ne orucu ne de diğer iyilikleri kendisine
fayda vermez.
Alkame'nin
annesi ellerin! göğe kaldırdı ve:
- Ya
Resülallah! Allah'ı, seni ve burada bulunanları şahit tutuyorum ki, ben
Alkame'den razıyım, ona haklarını helal ettim, dedi. Gafletten Kurtuluştan
Devr-i
saadette Alkame isminde gayet çalışkan ve sahavetli bir genç vardı. Hastalandı
ve rahatsızlığı şiddetlendi. Karışı vaziyeti Resulü ekrem sadaka veren kimse,
sadakasını neden Müslüman olan anne ve babasının ruhu için vermez? Halbuki
böyle yapsa, verdiği sadakanın sevabı onların ruhuna gideceği gibi, onlardan
bir şey eksilmemek şartıyla, onların sevabı gibi, bir sevab da kendisine
yazılır.
Resulü
Ekrem efendimiz:
- Ya
Bilal! Git bak. Alkame "la ilahe illallah" diyebiliyor mu?
Bilal
hemen gitti. Alkame'nin evine vardı. Daha kapıdan girerken onun,
"La
ilahe illallah, Muhammedün Rasülullah"demekte olduğunu işitti. Aynı gün
Alkame vefat etti. Yıkandı, kefenlendi.
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem namazım kıldırdı. Ve defnedildi. Definden
sonra Fahr-i kainat efendimiz kabrin basında durarak halka şunları söyledi:
- Ey
muhacirler! Ey Ensar! Kim karışım annesinden daha üstün tutarsa Allah'ın laneti
onun üzerinedir. Onun diğer ibadet ve iyiliklerinin de kendisine bir faidesi
yoktur, kabul olunmaz.
Hazreti
Ali kerremallahü veçhe buyurur:
-
"Anaya, babaya iyi davranmak, salih amellerin hepsinden üstündür."
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
-
"Herhangi bir şahıs, anne ve babasının yüzüne şefkatle bakar ise, Allahü
Teala o kimse için, makbul olan bir hac sevabı kadar sevab yazar.
-
Ana-babasına asî olana "İstediğin ibadeti yap sana mağfiret etmem"
denir. Sadık olana da "Bildiğim yap. seni mağfiret edeceğim" denir.
(Ramuz el-Ehadis)
Gene
buyurdular: (Zeyd bin Erkam radıyallahu anh'den)
- Bir
kimse, anne ve babası namına hac ederse, bu hac hem kendisi, hem de ana ve
babası için kabul edilir ve ayrıca ana ve babasının ruhu, semada müjdelenir.
(Ramuz el-Ehadis)
Resulü
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
- Kim
Kur'an okur, öğrenir ve onunla amel ederse kıyamet günü anne ve babasına nurdan
(yapılmışcasına parlak) bir taç giydirilir. Onun zıyası güneş ışığı misalidir.
Onun ebeveynine iki hülle giydirilir ki dünya (malı) onlarla boy ölçüşemez.
Onlar ne karşılığında bunlar bize giydirildi derler. "Çocuğunuzun Kur'an
ahkamım tutması sebebiyle" denilir. (et-Tergib, c.2 - 355)
-
Cennetin derecelerinin adedi Kur'an ayetleri sayısıncadır. Kur'an okuyan bir
kimse, cennete girdiğinde ondan üstün hiç bir kimse olmayacaktır.
(Feyzu'l-kadir, c.2 - 458)
Bu
konu île alakalı Abdüllatif Uyan'ın akışlı şiirini sunuyoruz:
ANNE
DUASI
"Musa
aleyhisselam" bir gün kendi kendine
Düşünüp
şu şekilde, dua etti Rabbine.
Cennette
benim komşum kim olacak ilahî
Bildir
de, onu bulup, tanıyayım ben dahi
Buyurdu
ki: (Ya Musa, falanca beldeye var
Çarşının
girişinde, bir kasap dükkanı var.
O,
dükkanın sahibi, olan zatı göresin
Cennette
senin komşun, o kasaptır bilesin,
Musa
aleyhisselam onu bulmak üzere,
Çıkıp
memleketinden, vasıl oldu, o yere,
Hanesini
öğrendi ve vurdu kapısına
Açılınca
dedi ki: (Misafir geldim sana)
Kasap
Musa nebiyi, hiç de tanımıyordu.
"Hoş
geldiniz, deyerek, içeri aldı onu.
Baş
köşeye oturtup, eyledi, izzet ikram
Sonra
izin isteyip, işine etti devam.
Musa
aleyhisselam, bu kasabın halini,
Öğrenmek
maksadıyla, takip etti kendini.
Gördü
ki bir çömlekde, et pişirdi ocakta,
Sonra
da lokma lokma, ayırt' bir çanakta.
Sonra
gördü, duvarda bir zembil var,
Büyükçe
îndirdi kasab onu gayetle dikkatlice.
Musa
nebi gördü ki, içinde bir kadın var
Çok da
yaşlı, pîri fani, takatsiz bir ihtiyar
Kirlettiği
bezleri, çıkararak ilk önce
Yeni
temiz bezlerle, değiştirdi güzelce
Sonra
da o etleri, yedirdi ihtiyara,
O
sevinip bir şeyler, mırıldandı o ara.
Hizmetini
bitirip, tekrar asdı yerine
Geldi
Musa nebinin, yanına kasap yine
Musa
aleyhisselam rica etti kasaba,
(Bu
zembilin sırrını, söyler misin bana da)
Dedi
ki: Ey efendim, annemdir içindeki
Çok
yaşlı olduğundan kalmamıştır takati.
Hergün
bu hizmetini yaparak işte böyle
Sonra
işe giderim, gönül rahatlığıyla.
Buyurdu
ki (Sen onun, temizlik hizmetini,
Yapıp
daha sonra da yedirince etini
Annenin
dudakları oynadı bir şey dedi.
( -Sen
ise "Amin" dedin, söylediği ne idi.)
Dedi
ki: (Ben annemin hizmetini görünce
O dahi
memnun olup, dua eder gönlünce
"Ya
Rabbi komşu eyle, onu Musa nebiye"
Ben de
cevap veririm her sefer "Amin" diye.
Musa
nebi o zaman tanıttı kendisini
(Ey
kişi Musa benim tebrik ederim seni.
Bu
şekilde hizmetler ettiğinden anana
Hak
Teala gönderdi, beni senin yanma
Annenin
duasını kabul etti Rabbimiz
Cennette
senin ile, komşu olduk ikimiz.
HAKÎKÎ
ŞEFKAT
Allahü
Teala'nın rızası, ana-babanın rızasında, Allahü Teala'nın gazabı yine
ana-babanın gazabındandır.
Hadis-i
şerifde
(Cennet
ananın-babanın ayağı altındadır) Yani dinini, imanım öğreten ana-babanın
rızasındadır, buyuruldu.
Allahü
Teala Musa aleyhisselama buyurdu ki:
- Ya
Musa! Ana-babasını razı eden, beni razı etmiş olur. Ana-babasını razı edip bana
asî olan kimseyi dahi iyilerden sayarım. Ana-babasına asi olan bana muti olsa
bile, onu fenalar tarafına ilhak ederim.
İmanı
olanlardan, cehennemden en son çıkacak olanlar, Allahü Teala'nın yolunda olan
anasının İslamiyet'e uygun olan emirlerine asi olanlardır. Ancak kim olursa
olsun ana-baba da olsa, dinin emirlerine aykırı emre riayet edilmez.
Anayı-babayı üzmeden, nezaket dairesinde dine aykırı emri yerine
getirmemelidir. Onlarla tartışmaya münakaşaya girmek doğru değildir. Çünkü
herkesin iman ve bilgi ölçüşü bir değildir.
Hasan
Basrî hazretleri şöyle anlatır:
Kabe-i
şerifi ziyaret ve tavaf ederken bir zat gördüm. Arkasında bir zembil vardı.
Onunla tavafım yapıyordu. Adama dedim ki:
-
Arkadaş! Arkandaki yükü bırakıp rahat rahat tavafım yapsan daha iyi olmaz mı?
-
Arkamdaki yük değil babamdır. Bunu yedi defa Şam'dan getirip tavaf ettirdim.
Çünkü benim dinimi, imanımı o öğretti. Beni İslam ahlakı ile yetiştirdi.
Dedim
ki:
- Çok
güzel seni tebrik ederim. Ana-baba hakkı çok önemlidir. Kıyamete kadar her sene
böyle sırtında getirip tavaf yaptırsan, fakat bir defa kalbini kırsan, bu
yaptıkların boşa gitmiş olur.
Eshab-ı
kiram haz eratından biri, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz
hazretlerinin huzuru alilerine gelip sordu:
-
Benim anam babam vefat etti. Onlar için ne yapmam lazımdır.
-
Onlar için daima dua eyle, onlar için Kur'an'ı Kerim oku ve istiğfar et!
- Ya
Resülallah! Bundan başka yapılacak bir şey var mı?
-
Onlar için sadaka ver ve hac eyle!
- Ya
Resülallah! onlar çok şefkatsizdi.
-
Annen seni dokuz ay kamında gezdirdi. İki sene emzirdi. Seni büyütünceye kadar
koynunda besledi ve sakladı. Kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye
kadar bir çok zahmetlere katlandı. Seni besledi. İdare ve maişetini temin etti.
Sana dinini ve imanını öğrettiler. Seni İslam terbiyesi ile büyüttüler. Şimdi
nasıl olur da şefkatsiz olurlar? Daha bundan büyük bir şefkat olur mu?
Allah
Teala ve Tekaddes hazretleri Musa aleyhisselama buyurdu ki:
- Ya
Musa bir kimse anasına-babasına karşı gelirse, onun dilini keş ve her herhangi
bir azasıyla ana-babasını gücendirirse, o azasını keş!
Ana-babasını
razı eden kimse için cennette iki kapı açılır. Ana-babasını razı edememiş kimse
için de cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana ve babası zalim olsalar
bile onlara karşılık vermemelidir. Onlara sert konuşmak caiz değildir.
Bir
hadis-i şerifde buyuruldu ki:
-
Anaya-babaya iyilik etmek nafile namaz, oruç ve hac faziletlerinden daha
faziletlidir. Hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı
gelip onlara asî olanların ömürleri bereketsiz, kısa olur. Cenab-ı Hak Musa
aleyhisselama buyurdu ki:
- Ya
Musa günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür. O
da ana-baba evladını çağırdığı halde emrine muvafakat etmemesidir.
Ana-babasının
her zaman hayır duasını almaya çalışmalıdır. Onların beddualarından
korkmalıdır.
Onlar
hayatta iken ne yapıp yapıp dualarını almağa, onları memnun etmeğe
çalışmalıdır. Vefatlarından sonraki pişmanlık faide vermez.
0 comments :
Yorum Gönder