Cehennemde azap olarak sadece ateş
yoktur. Ateşle birlikte birçok azap çeşidi vardır. Çoğunlukla bilinen azap
çeşidi ateştir.
Ateş, insana çok büyük acı verdiği
için cehennemdeki azab ateşle verilecektir.
Ateş, insan cismine çok büyük acı ve
ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir.
Böylelikle Cehennem, Allah'ın tutuşturulmuş ateşinin ismidir. (Râğıb
el-İsfahani, el-Müfredat)
İşte Cehennem'in en açık vasfı ateş
olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:
"Şüphesiz ki münâfıklar nâr (Cehennem)'ın en aşağı tabakasındadırlar.
" (Nisâ, 4/145)
Kur'an-ı Kerîm'de Cehennem'in yedi
kapısının olduğu belirtilmektedir.
"Cehennemin yedi kapısı olup,
her kapıdan onların girecekleri ayrılmış bir kısım vardır. " (Hicr, 15/44)
Bu ayet iki şekilde tefsîr edilmiştir:
a- Cehenneme girecekler çok olduğu
için;
b- Cezalandırma azgınlığın çeşit ve
derecelerine göre olacağı için Cehennem'in yedi kapısı veya tabakası vardır. Bu
kapı veya tabakalar şunlardır:
1- Cehennem; yukarıda söz konusu
edildiği şekilde Kur'an-ı Kerîm'in yetmiş yedi ayetinde geçmektedir.
2- Lâzâ (alevli ateş): "Hayrı'
(Allah onu azabdan kurtarmaz) Çünkü o Cehennem alevli bir ateştir."
(Meâric, 70/15)
3- Saîr (pılgın ateş): "O
şeytanlara (ahirette) çılgın ateş azabı hazırladık. " (Mülk, 67/5)Ayrıca
on beş ayette daha bu isimle geçmektedir.
4- Sakar (kırmızı ateş): "Hem ey
Resûlüm bilir misin, nedir o sakar (Cehennem). " (Müddessir, 14/27)
5- Hâviye (uçurum): "O, kızgın
bir ateştir." (Kâria, 101/9-11)
6-Hutame (kalbleri saran ateşli
kaygı): "Şüphesiz o, Hutame ye (ateşe) atılacaktır." (Hümeze, 104/4).
7- Cahim (yanan kızgın ateş):
"Küfredenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cahim'in
yarânıdırlar. " (Mâide, 5/10).
Cehennem'de görülecek azabın miktar,
şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Resûlü'nün bizlere bildirmesiyle ve
bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz. Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine göre;
a- Cehennem kâfirleri çepeçevre
kuşatır: "Cehennem inkâr edenleri şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır. "
(Tevbe, 9/49)
b- Cehennem ateşi sönmez: "Biz
sapık kimseleri kıyamet günü yüzü koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak
haşrederiz. Varacakları yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa
hemen alevini artırırız. " (İsrâ, 17/97)
c- Cehennem dolmak bilmez: "O
gün Cehennem'e: "doldun mu?"deriz. O! " Daha var mı?" der.
" (Kaf, 50/30)
d- Kaynarken çıkardığı ses:
"Rablerini inkâr eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir
dönüştür. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun
atılmasında bekçileri onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye
sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi; fakat biz yalanladık ve
Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz,
demiştik " derler." (Mülk, 67/6-9)
e- "Ateş onların yüzlerini
yalar, dişleri sırıtıp kalır." (Mü'minün, 23/104)
f- "Boyunlarında halkalar ve
zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. " (Mü'min,
40/70-72)
g- İnkâr edenlere ateşten elbiseler
kesilmiştir. Başlarına kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve
derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. Orada uğradıkları gamdan ne
zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. Ve kendilerine
"yakıcı azabı tadın"denir. (Hâcc, 22/19-22)
h- Derileri yandıkça azabı tatmaları
için yeniden başka derilerle değiştirilir. (Nisâ, 4/56)
i- Ölümü isterler fakat azabları
devamlıdır, ölmezler.
Hz. Peygamber'in ifadesine göre:
"Cehennem ateşi (miktarca ve
sayıca) dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan
her birinin harareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir." (Tecrîd-i Sârih
Tercüme ve Şerhi)
Kur'an-ı Kerîm, Cehennem ehlinin
çekeceği azap ve yiyecekleri hakkında da bir takım tasvir ve izahlarda bulunur:
"(Nasıl) ağırlanmak için bu
(nimet) mi hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir fitne
(sınama vesilesi veya azap) kıldık. O, Cehennem'in dibinde çıkan bir ağaçtır.
Tomurcukları şeytanların başları gibidir. Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını
onunla dolduracaklar. Sonra onların, bunun üzerine kaynar su karıştırılmış bir
içkileri vardır. (Yedikleri zakkum, boğazlarını yakar) Yanan boğazlarını
dindirmek için içecek bir şey ararlar. Ama kaynar su katılmış kusuntu ve
irinden başka içecek bulamazlar." (Sâffat, 37/62/67)
"O ayetlerimizi inkâr edenleri
yakında bir ateşe sokacağız, (öyle ki) derileri piştikçe azabı tatsınlar diye
onlara başka deriler vereceğiz! Şüphesiz Allah daima üstün ve hikmet
sahibidir." (Nisâ, 4/56)
Cezalar, işlenen suçlar cinsinden
olacaktır. Dilleriyle suç işleyenlerin cezaları dillerine, elleriyle günah
işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.
Cehennem'in yakacağı hakkında da
Kur'an'da bilgi verilmekte ve şöyle denilmektedir: "Ey inananlar,
kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve
taşlardır. " (Tahrîm, 66/6)
Kur'an'da Cennet ehli ile Cehennem ehli
arasında konuşmalar yapılacağı da belirtilerek bu konuşmalardan nakiller
yapılmaktadır:
"O gün münâfık erkekler ve
münâfık kadınlar (sür'atle Cennet'e girmekte olan) müminlere derler ki:
"(Ne olur) bize bakın da sizin nurunuzdan alalım." Onlara: "Arkanıza
dönün de nur arayın!" denilir (Kendileriyle alay eden bu ses, onlara diyor
ki: Arkada kalan dünyaya dönün nur orada aranır. Nurun kaynağı, dünyada yapılan
işlerdir. Böyle denilir ve müminlerle münafıkların) aralarına kapılı bir sur
çekilir ki, onun içinde rahmet vardır. Dış yönünde de azap. (Münafıklar),
onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik" Müminler
derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz. (İnananların
başlarına felaket gelmesini) gözlediniz. Şüphe ettiniz, kuruntular sizi
aldattı. Allah'ın emri (olan ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz). O
çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı. " (Hadîd, 13-14) Başka
bir yerde de şöyle anlatılır:
"Cennet halkı, ateş halkına
seslendi: Rabbimiz'in bize vadettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbiniz'in
size vadettiğini gerçek buldunuz mu? (Onlar da): Evet dediler ve aralarında bir
ünleyici: Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye ünledi."
(Â 'raf, 44-45) (Şamil İslam
Ansiklopedisi)
0 comments :
Yorum Gönder