Home
»
»
Hazreti Mevlânâ'dan hikmetli sözler
Cenâb-ı Hakk’ın ihsân ettiği ilim, irfan, sır
ve hikmetleri, kendisine lûtfedilen müstesnâ bir beyan ve îzah salâhiyetiyle
kelimelere aksettiren Mevlânâ Hazretleri, bu vasfıyla âdeta bütün Hak
dostlarının gönül feyzinin tercümânı mevkiindedir.
İşte o büyük velîden, Kur’ân
ve Sünnet ölçülerinin şerhi mâhiyetindeki hikmetli ifâdeler:
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Kıyâmet günü; alacalı öküzler, yani kötü
düşünceli kâfirler ve fâsıklar için korkunç bir kurban bayramıdır. O gün,
öküzlere ölüm, mü’minlere ise bayram günüdür!”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Ay, geceye sabrettiği için apaydın oldu.”
“Gül, dikenin arkadaşlığına katlanıp sabrettiği
için, ona çok güzel bir râyiha ve latîf bir renk nasîb oldu.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Şems -kuddise sirruh- bana bir şey öğretti:
«Dünyada bir tek mü’min üşüyorsa, ısınma hakkına
sahip değilsin!»
Biliyorum ki yeryüzünde üşüyen mü’minler var; ben
artık ısınamıyorum!..”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde
yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Sağlık, sıhhat, âfiyet ve huzur çağında herkes
dosttur. Ama dert çağında, gam vaktinde Allah’tan başka eş dost nerede?!”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar
kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki
vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi. Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar.
Aşk da merhamet de helâl lokmanın mahsûlüdür. Eğer bir lokmadan gaflet meydana
gelirse, bil ki o lokma şüpheli veya haramdır.”
“Nûr ve kemâli artıran lokma, helâl kazançtan elde
edilen lokmadır.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Ameli olmayan hikmetli söz, ödünç alınmış süslü
elbise gibidir; bunu böyle bil!..”
“Hâl ile öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Öyle bir abdest al ki, hiç bozulmasın.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Öyle bir namaz kıl ki, hiç bitmesin.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Âşığa beş vakit namaz yetmez. Beş yüz bin vakit
ister.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Ey kardeş! Sen, tefekkür ile hayat bulmalısın…
Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Tefekkürün diken ise, külhan
kütüğüsün!”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Dünya nîmetlerle dolu olsa, fareyle yılan yine
toprak yerler. Tahtanın içindeki kurt; «‒Kimin böyle güzel helvası var!» der.”
“Merkep müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette
ham kavunu alırdı.”
“İnsana, aradığı şeye bakılarak değer verilir.”
Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Tohum toprağa düşse onun için «öldü» denebilir
mi?..”
“Ölüm gününde tabutum götürülürken, bende, bu
dünyanın dert ve gamı var sanma! Dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum zannetme!”
“Sakın ola ki, öldüğüm için bana ağlama! «Yazık
oldu, yazık oldu!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına
düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!”
“Cenâzemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme!
Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) buluşma, yani vuslat
vaktimdir!”
“Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın;
«Elvedâ, elvedâ!» deme! Çünkü mezar, öteki âlemin, Cennetler mekânının
perdesidir!”
“Batmayı, gözden kaybolmayı gördün ya, bir de
doğmayı gör! Düşün ki, Güneş’le Ay, batıp gözden kayboldukları zaman onların
nûruna bir ziyan gelir mi?”
“Bu hâl, sana; batmak, kaybolmak gibi görünse de,
aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır!”
Kaynak: Osman Nuri
Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013
(İslamveihsan)
0 comments :
Yorum Gönder