BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
ABDEST
Abdestin 4
farzı vardır.
ZAHİRİ
ABDEST:
1-Elleri dirseklerle birlikte yıkamak
2-yüzümüzü
kıl dilberine kadar yıkamak
3-Başın
dörtte birini mesh etmek
4-Ayakları
topuklarla beraber yıkamaktır.
ABDESTİN BATINI MANASI:Abdest temizlik
demektir.Bir kişi zahirde nasıl,su ile abdest almadan namaz kılamazsa,manevi
abdesti olmayan bir kişide,gönül mescidine girip namaz kılamaz.zira,abd kul
demektir.dest ise,bir mürşidi kamilin,kendisine tabi olan saliklerin,cehalet
gibi,şirk gibi,nisbiyet gibi bütün gayriyetlerini temizleyen anlamına
gelmektedir.dolayısıylada bir kulun,bir hak Mürşidine tabi olup manevi gönül
temizliğini yaptırmasına abdest denir.Bir ayeti kerimede zikirle kalpler
mutmain olur zira demirlerin pas tuttuğu gibi,kalplerde paslanır.onun için
kalplerin pasını zikirle temizlemek lazımdır.Hasan Fehmi hz.leri divanında
buyuruyor ki;
Abdest alan
su ile onun dışı pak olur
Kalbi zikir
olursa onun içi pak olur.
Bir odanın
içinde bir süpürge olmazsa
Ona giren
bir kişi bir daha girmez olur.
* * *
bir bardağın
üstüne yaldız cila vursalar
necis olsa
içinde suyu içilmez olur.
Pis sarayın
içinde reisi cumhur oturmaz
Sultan
sarayı denen içi dışı pak olur. buyurmuşlardır.
* * *
1-Elleri
dirseklerle birlikte yıkamak:kişi her işini elleriyle işleyip,kendine nisbet
ettiği için,hakkın huzurunda şirk etmiş olmaktadır.Allah ise her günahı af eder
fakat şirk(Allaha ortak koşma)günahını af etmez.onun için saffat suresi ayet 96
sizleri ve sizlerin fiillerini yaratan Allahtır emri gereğince,kendine nisbet
ettiği fiilleri,idrakında yok ederek,kendi elinden fiilleri işleyenin kudret
eliyle Allah olduğunu bilip,amil olmaya gayret gösterdiğinde,manevi gönül
ellerini yıkamış olacaktır.
2-Yüzünü yıkaması:kişinin
bütün sıfatları yüzünde olduğu için,kendisine nisbet ettiği bu sıfatların
Allaha ait olduğunu kabullenmesi,ve mevsuf sıfatlarının Allahın olduğunun
bilinci ile,sıfat şirkindende kurtulması,onun bütün sıfatlarının temizlenmesi
demektir.zira bu sıfatların sahibi Allah olursa,bütün sıfatlar gayriyette değil
yaratılma gayesinde icraatını yürüteceğinden,hiç günahta işlememiş olacaktır.
3-4-Başın
mest edilmesi ve ayaklarınında:En üst olan başımızdan en aşağı noktamız olan
ayak ucumuza kadar bütün vücudumuzun temizliği demektir.o da vücud vücudullah
olduğunu idrak edip,tamamen şirklerden kurtularak,temiz ve pak olarak huzura
çıkmaya hak kazanmiş,yani Abdest almış olmaktır.şu halde mukayyet olan bu
ademin ikilikten ve zannındaki şirklerden hak Mürşidinin himmetiyle kurtulup
yıkanmasına abdest denmiş oluyor.
GUSÜL
ABDESTİ :
Gusül
Abdestinin üç farzı vardır.
ZAHİRİ GUSÜL
ABDESTİ:
1-Ağzı
yıkamak
2-Burnu
yıkamak
3-Bütün
bedeni yıkamaktır.
BATIN GUSÜL
ABDESTİ :
Kendimize
nisbet ettiğimiz varlığımızın hakka ait olduğunu idrak edip zahir ve batın
duygularımızla fenafillah olmaktır.
ZAHİR BEŞ
DUYGUMUZ: BATIN BEŞ DUYGUMUZ
1-Görme
1-Hissi müşterek
2-İşitme
2-Hayal
3-Koklama
3-Vehim
4-Tatma
4-Hafıza
5-Dokunma
5-Düşünmek
TEYEMMÜM
ABDESTİ :
Gusul veya
abdest almak için su olmadığı zaman,toprak ve benzerleriyle alınan abdesttir.
Üç farzı vardır.
ZAHİR
TEYEMMÜM ABDESTİ:
1-Niyet
etmek
2-iki elini
toprağa vurup yüzünü bir defa mesh etmek
3-tekrar
ellerini toprağa vurup kollarını bir defa mesh etmektir.
BATIN
TEYEMMÜM ABDESTİ:
İnanan bir
kişi hak ve hakikati öğrenmek için bir hak mürşidi bulamamışsa,buluncaya
kadar,daha evvel geçmiş evliyaların kitaplarını okuyarak amil olmasına teyemmüm
denir.bu abdest Mürşidi kamilin olduğu yerde hükmünü yitirmiş olur.suyun olduğu
yerde teyemmümün hükmü olmadığı gibi.zira her türlü müşkül sorulup, cevabı
kamilden alınır.fakat kitapdaki müşkülü kitaba soramazsınız.Mürşidi kamil diri
olduğu için ölü olan gönülleri dirilterek temizler.fakat bu alemden görevini
tamamlayıp ahirete göç eden eser sahibine ne soru sorulabilir,nede müşkül
halledebilir.
ORUÇ :
ZAHİR ORUÇ:
Oruça başlama zamanı olan imsak vaktini bilmek,ve oruçun iftar vaktini
bilmek,ayrıca bu evveli ile ahiri arasında yemek içmek ve nefsani arzulardan
uzak durmaktır.
BATINI
ORUÇ:Oruç,uruç etmektir.yani ikilik olan cehaletten,şirkten gayri olan her
şeyden birliğe yükselmektir.insanın ikilikten kurtularak,günahsız olarak
tertemiz şirksiz birliğe vuslatına oruç denir.Allah her günahı af ediyor şirk
günahını hiç af etmiyor. Onun için hakikatta oruç birlikten ikiliğe
çıkmamaktır.Allah kendisine ortak koşmamızı istemiyor. Dolayısıylada kendimize
nisbet ettiğimiz,Efal,Sıfat ve Zatımızın hakka ait olduğunu idrak etmemiz oruç
oluyor.işte oruç birlikte olmaktır.ikiliğe çıkarsak hakikatta oruçumuz bozulmuş
olur. Zahir oruçumuz bozulmaz.
NAMAZ
Dışta ve
içte olmak üzere 12 farzı vardır.
Namazın
dışındaki farzları.
1-hadesten
taharet(Abdestsiz ve cünüp olanın gusül etmesi)
2-Necasetten
taharet(Elbisemizin ve namaz kılınacak yerin temiz olması)
3-setri
avrat(erkeklerde diz altından göbek üstüne kadar,kadınlarda el ve yüzleri
hariç,vücudun
örtülmesi)
4-İstikbali
kıble(vücudun namaz kılarken kabeye dönmesi)
5-Vakit(Namaz
vaktinin girmesi)
6-Niyet(kılınacak
namaz hangi vaktinse ona niyet etmek)
NAMAZIN
İÇİNDEKİ FARZLARI:
1-Tekbir
almak(Allahü ekber demek)
2-Kıyam(Ayakta
durmak)
3-Kıraat(Kuran
okumak)
4-Rüku(Belimizi
bükmek)
5-Secde(Başımızı
7 azamızla yere değirmek)
6-Kaide-i
ahire(Teşehhüd miktarı oturmak,Ettehiyatüyü okuyacak kadar)
NAMAZIN
BATIN MANASI: Namaz müminin miracıdır. Miraç ise Allahla beraber olmak ve
konuşmaktır.bir kişinin Rabbı ile konuşabilmesi için,kesif olan kendi varlığını
hakka verip,idrakındaki latafet varlığı ile Rabbı ile rabbını bilmesi ve
görmesi mümkün olacaktır.yoksa,kendisinin Rabbına namaz kılması şirk
olacağından,kuranı kerimin maün suresindeki: Feveylül lil musalline elleziyne
hüm an salatehüm sahun ayetinde gafletle namaz kılanların,namazlarının
suretlerine çarpılıp kabul edilemiyeceğini bildirmektedir.bu namazın namaz
olabilmesi için,evvela namazın dışındaki farzları bilip yapması lazımdır.
NAMAZIN
DIŞINDAKİ FARZLAR :
1-Hadesten
taharet:cahalet ve şirk gibi gönül pisliği ve manevi cünüp olan bir
kimsenin,bir Mürşide kamile gelerek,nefis terbiyesini yaptırması lazımdır.nasıl
hamama giden bir kişi,kirli elbiselerini dışarıda bırakıp içeriye
girerek,güzelce terleyip kirlerini temizler,sonrada sıcak bir su ile yıkanıp
dışarıya çıkarken yeni temiz elbiselerini giyerek topluma katılırsa,aynen
Rabbının huzuruna çıkacak bir kişininde böylece temiz olması lazımdır.
2-Necasetten
taharet:Elbisenin temiz olması demektir. Yani şeriatı ahkamiye tam
olacaktır.hakikatta elbise şeriattır.Mutmain olmuş Muhammedi sıfat elbisesini
giymeyen Rabbı ile konuşamaz.Namaz kılınan yerin temiz olması ise,tahsil ettiği
yolun ve Mürşidin şeriat ve hakikatının tam olmasına dikkat edecek hiçbir
Mürşid, kuranı kerim ahkamı ve sünneti seniye dışında bir tevhid telkininde
bulunamaz.bulunuyorsa buna katiyen itibar edilmemelidir.yoksa şeriat ve
hakikatsız bir kamilim diyenden, salikin gönül mescidinde namaz kıldırması
zuhur etmez.kelami kamilim diyenlere itibar edilmemelidir.
3-Setri
avrat :Erkeklerde yani erliğini bulmuş,kendi varlığını hakkın varlığında yok
ederek, Mutu kable ente mutu sırrına ermiş,cenabı hakkın vahdaniyet sırrını
zevk etmiş olanların,İnsanların çoğalma yeri olan diz kapağı ile göbek
üstü,yani hakkın zat sırlarını ehli olmayanlara ifşa etmemesi demektir.Kadınlarda
ise,el ve yüzleri hariç bütün vücud mahrem yerlerinin örtülmesidir.kadın sıfat
olduğu için,bütün fiiller sıfatlardan tecelli etmektedir.toplum cenabı hakkın
bütün sıfatlarından zatını ilan edilişinin sırlarını ehli olmayanlara söyleme
ve gösterme demektir.yoksa bir kadının efendisi olan nikahlısına mahrem
yerlerini göstermesi helaldır.işte ariflere her şey ayan ve helal,cahillere ise
her şey perdeli olduğu için haramdır.Allah bile,bu kainatta esma ve sıfat ilmi
ile kendini gizlemiştir.
Yoksa arifler,sırrı
Yezdan gözü ile her şeye nazar ettikleri için hep onu görürler.
4-İstikbali
kıble :Nasıl zahirde yüzümüzü kabeye çevirerek namaz kılıyorsak,batındada bir
salikin gönül yüzünü hak Mürşidine dönerek,her ne telkinde bulunduysa,ne bir
fazla ne bir eksik olmamak şartıyla teslim olup harfiyen ona tabi olması
lazımdır.Mürşidine sevgi ve teslimiyeti nisbetinde o salik vuslat bulacaktır.
5-Vakit
:Mürşidi kamile intisab edecek kişinin,akli bali olması lazımdır.ceseden
isterse 60 yaşında olsun.kendi eksikliğini kabul edip,kendi insanı asliyemi
bulmam gereklidir diye eksikliğini kabullenmesi lazımdır.
6-Niyet :bir
insanı kamile gitmenin gayesini bilmesi,yani neyi aradığını bilmesidir. Ne için
kamile gitti. Nefsini bilmiyen rabbını bilemez.bu aleme nereden geldim,niye
geldim,nereye gideceğim.laikiyle Allaha kulluk yapmak istiyorum nasıl bunu
başarabilirim,gibi kendisinin eksikliklerini kabul ederek,bunları bir hak
Mürşidinden öğrenme niyeti olması lazımdır.
NAMAZIN
İÇİNDEKİ FARZLAR :
1-İftida
tekbiri :Allahu ekber denilebilmesi için,Adem ve alemde Allahın faili mutlak
olduğunu idrak ve şuhut edilmelidir.bu idraktan mahrum olarak iftidah tekbirini
bir kişi söylerse,taklitten ibaret olduğu muhakkaktır.onun için mukayyet olan
bu alemde,Allahın efalinden,sıfatından ve vücudundan başka hiç bir şey görmeyen
bir salik elbette Allahın bu yüceliğini kabullenişi ile Allahu ekber
diyecektir.işte bir kişi hakiki yaşama böyle başladığı gibi,namaz olan
miracınada buradan başlamış olacaktır.kendi varlığını ihtiyari olarak hakkın
varlığında yok etmeden,Allahu ekber elbette denilemez.
2-Kıyam
:Allah gizli bir hazine idi,bilinmekliğini murat etti.bu halkı halk
edip,fiilleriyle zahir oldu.onun için namazda ayakta durmamız,Allahın
fiilleriyle faili mutlak olduğunu ve zahiren açığa çıkmasını remzetmektedir.bu
aleme baktığımızda,zerreden küreye kadar her mahzarda açığa çıkmasını
görmekteyiz.Nur suresi ayet 35 Allah yerlerin ve göklerin nurudur buyurulduğu
gibi.
3-kıraat
:işte bu açığa çıkmış olan fiillerin mahzarlarından,cins ve rengine göre ayrı
ayrı her tecellinin okunmasından ibarettir.zira kıraat kur an okumaktır.ehli
muvahid de,ister kendine,isterse aleme baktığında kitabı furgandaki(sıfatlar
alemindeki çeşitli fiil tecellilerin zuhurunu)okuyacaktır.bu sıfatlardaki
çeşitli fiil tecellilerini okuyamıyorsa hakikatta kıraat yapmamıştır.
4-Rüku
:Namazda belimizi yarıya kadar bükerek 3 defa sübhane Rabbiyel aziym diyerek
gördüğü fiillerin vücudunun olmadığını,her fiilin mutlaka sıfatlardan tecelli
ettiğini,bu sıfatlarında vücudu olmadığı için,tecelli edenin Rabbı
olduğunu,fakat bu sıfatlara benzemediğini şuhut ederek ikrar
etmesidir.sıfatlardaki aziym olan bu tecellilerini görmeyen bir kişi,teşbih
yaparsa görmeden ve bilmeden söylediği sübhane rabbil aziym sözü taklit olur.
5-Secde
:Vücudumuzun en üst azası olan başımızı nasıl ayak seviyesindeki yere kadar
tenezzül ederek zahiren koyuyorsak;hakikatta da kişi kendine nisbet ettiği
bütün varlığını yok ettiğinde hakka yaklaşmış olur.zira kulumun bana en yakın
olduğu an secde anıdır h.ş.buyurulmuştur.seyyit Nizamoğlu hz.lerinin bir
ilahisinde;
kıyamın
rükuun sücudun,kamusu mahvetmek içindir vücudun
Eğer bu
üslup ile olmazsa ibadet,ona derler hemen bir kuru adet.
Dediği
gibi,Namazda kıyamda nisbet fiillerimizden,Rükuda nisbet sıfatlarımızdan,secdede
nisnet vücudumuzdan geçerek,fiil fiilullah,sıfat sıfatulla,vücut vücudullah
olduğunu idrak edersek,namaz kılan,Namaz ve Namaz kılınanın birliğini kişi
kendinde göreceği için miraç yapmış olacaktır.
6-Kaide-i
ahire :Ettehiyatüyü okumak veya okuyacak kadar bir zamanda oturmaktır.çünkü
namazın bütün kıyam,rüku ve secde tecellilerinin toplanarak,kişinin
Rabbına,bütün dualar,senalar,tesbih ve hamd edişini arz ettiğinde,Rabbıda
cevaben ona selamım, selametim,bereketim ve bütün mutluluğum senin üzerine ve
alinin üzerine olsun demesiyle,Meleklerinde buna şahit olmaları nedeniyle Allah
birdir Hz. Muhammed onun kulu ve Resulüdür demeleri miracın ulviyetini cem
etmiş oluyor.zira Allahın zatının sıfatlarına tecellisi,sıfatlarınında kemalatı
ile fiilleri zuhura getirip okunması,ve bu fiil tecellilerinin failini idrak
etmesi miraç olmuş oluyor.çünkü Miraç Allahla görüşmektir.salik namaza durduğu
andan itibaren,rabbı ile konuşmaktadır.kişi subhanekeyi okumakla vücud
ülkesindeki Cebrail ile sübhaneke Allahümme ve bi hamdik dedi.Mikail ile
vetebareke kesmük dedi.israfil ile ve teala ceddük dedi.Azrail ilede vela ilahe
gayrük diyerek kendine nisbet ettiği,Efal,sıfat ve vücudunu ihtiyari olarak yok
edip hakkın olduğunu anlayınca,şirklerinden kurtulduğu için,Miraç olan hakla
görüşmeye
hak kazanmış olur.ondan sonra besmele ile birlikte 7 ayet olan Fatiha suresini
okumaya başlar.bu Fatiha suresinin yarısı hakka ait yarısıda halka
aittir.Bismillahirrahmanirrahim birinci ayet olup,Ahadiyet mertebesinden,Ademe
ve Aleme,bismillah zat,Rahman sıfatları,Rahim Efali ilahisiyle tecelli
ederek,yalnız hamd alemlerin Rabbına ait olduğunu ve uluhiyete Allah adının
Rab,Rahman,Rahiym ve Malik esmalarından dahi yüce olduğunu
bildirmektedir.buraya kadar hakka ait olan bu ayetler,iyyakenabüdü ve iyyakenastain
de,kulla hak arasında sır olup iyyakenabüdü ile yalnız ona ibadet
edileceğini,ibadet ise Allahı tevhid ederek yani kendi nisbiyetlerimizden
kurtularak fenafillah olmakla mümkün olduğunu,yalnız senden yardım isteriz
ise,iyyakenastain diyerek yokluğunun idrakında olan bir salik,hakkın her an
ayrı bir tecellisine yardımcı olarak zuhura getirmesidir.zira kul olmazsa,hakkı
kim zuhura getirebilir.bundan sonra kul ihtinas sıratel müstakim der.doğru yol
tevhid yoludur.beni tevhid yolu olan bu karşılıklı konuşma ve bütün
tecellilerini seyretme zevkinden ayırma demektedir. sıratellezine enamtealeyhim
gayrül mağdubi aleyhim veladdalin ile doğru yol olan tevhid yolunda
peygamberler ve evliyalar gibi sevdiklerinden eyle,dalalet ve sapıklardan
eyleme,demektedir.zira bir salik kamilinin verdiği emanetleri bırakarak kendi
zevkini tercih etmeside delalette olduğunu gösterir.zammı sureden sonra rükuya
varılıp 3 defa, sübhane rabbiyel aziym naksan sıfatlardan münezzeh olan
Rabbım,Efali ilahiyesiyle,sıfatı ilahiyesiyle,zatı ilahiyesiyle
aziymdir,yücedir.kulun dilinden bu tesbihata hak teala cevaben, semi
Allahülimen hamide diyerek Allah kulunun hamdini işitti der.kulda buna cevaben
doğrularak Rabbena lekelhamd hamd yalnız Rabbıma mahsuzdur diyor.dikkat
edilirse,bu söz fiilin remzettiği kıyamda denmektedir.zira kelam fiille zuhur
etmektedir.Allahü ekber diyerek secdeye varılıp 3 defa sübhane Rabbiyel ala
yani Rabbım noksan sıfatlarda münezzeh olup aladır yücedir denir.zira kulumun
bana en yakın olduğu an secde halidir.denmiştir.kul bu ifadeleri elbette
duyduğu ve gördüğü bu yüceliklere vakıfsa doğru söyler.yoksa hiçbir şey
görmeden söylüyorsa elbette taklittedir.kişi bu söylediklerinin doğruluğunu
kendisine sorsun.zira kişi nefsini bilicidir.bu namazdaki sözlerin şuhudu olmadan
taklidi söylüyorsa,Mürşidi kamilin verdiği şuhut ve rabıtaları kullanmıyor
demektir.daima kendisini muhasebeye çekerek bu eksiklerini izale etsin.çünkü bu
şekilde manevi miraçın ifası mümkündür.buda mürşidsiz olmaz.kul birinci rekatta
hak için kıldığı bu namaz ile kendi varlığının olmadığını,kendi diye zannettiği
varlıkların hakka olduğunu idrak etmekle bir rekat namaz kılmış oldu.ikinci
rekatı ise hak teala, yok olan kulun varlığında tecellisiyle hakkın zuhura
gelmesidir.şu halde namaz müşterek kılınmaktadır. Hakkı zuhura getirecek bir
mahzar olmazsa,tek başına açığa çıkmıyor.kulun da kendi varlığı olmadığı için
hak olmazsa bir şey yapamıyor.şu halde namaz birinci rekatte kulun kendi
varlığı olduğu için,kendi varlığını yok edesiye kadarki tahsil ve idrak
nedeniyle kulun rabbına yükselerek miraç yapması,ikinci rekatta kulun varlığı
kalmadığı için kul olan hakkın sıfatlarından kemalatıyla zuhura gelmesinede
ikinci rekat diyoruz.saten namazda bir tecelli ilahiyedir. Yeterki bunu idrak
edip yaşayalım.işte böyle bir zevkle,namaz kılan,namaz ve namaz kılınan
üçlemesinin birliği ile cümlemize miraç yapmayı Rabbımız ihsan eylesin.yalnız
vakit namazlarında değil,günümüz ve ömrümüzde bir namaz olması hasebiyle selatü
daimin olan şuhut ve müşahade ile yaşam nasip etsin.amin.
HAC :
Haccın 3
farzı vardır.bunlardan zahiri olanları :
1-İhrama
girmek(İki parça bezden ibaret olan kefene girmek)
2-Arafatta
vakfaya durmak(Arafat denen yerde kıbleye doğru gönerek ayakta dua etmek)
3-kabeyi
tavaf etmek(kıblemiz olan kabeyi muazzamayı 7 defa tekbirlerle dönmek)
BATIN MANASI
:Hac ziyaret demektir.zahirde,nasıl belirtilmiş günlerde hüccac Allahın zatını
remzeden kabeyi muazzamayı ziyaret ediyorsa,hakikattada sıfatlarımızın
zatımızın zuhuru ile var olduğunu,zatsız sıfatların mütealasının bile
olmıyacağını,cenabı hakkın her an ayrı tecellisinin zevki ile bizlerin zevkidar
olmamıza denir.zat olan bir Mürşidi, sıfatları olan saliklerin onu ziyaret
ederek,ondaki sırları tahsil edip kendilerindeki irfaniyet ve kemalatın onun
kemalatı olduğunu,kendilerinden duyan, gören,ve bilenin onun olduğunu idrak
ettiğinde, o kişi haccı ekber olmuş olur.zaten kişinin duyması,görmesi,ilmi ve
her türlü kendine nisbet ettiği varlığı rabbınındır.kendi cehaletinden,bunları
görmesine ve idrak etmesine engel oluyordu.
1-İHRAMA
GİRMEK :Bir kişinin kendi nisbiyet,cehalet ve şirklerinden kurtularak
Fenafillah(Allahta ihtiyari olarak yok olma)olması demektir.zira ihrama giren
bir kişi,nasıl bir böcek öldüremiyor,yeşil bit ot bile koparamıyorsa,ihtiyari
bir ölümle ölmüş olanda manevi olarak kendine ait hiçbir şeyi olmadığı için bir
şey yapamaz.çünkü kendine nisbet ettiği Efal,sıfat ve vücut varlığının hakka
ait olduğunu idrak etmiştir.yani Mutu kalbe ente mutu Hş.ölmeden evvel ölme
sırrına vakıf olmuştur.
2-ARAFATTA
VAKFAYA DURMAK :Arafat halka ve hakka vakıfiyet demektir.kendi nisbiyet ve
şirklerinden kurtulan bir kişi,ihtiyari olarak hakkın varlığı ile var
olunca,elbette bu hadisat denilen bu adem ve alemde,Allahın Efal,sıfat ve zat
tecellisine arif olup,bu 3 tecelliyide kendinde ve kendinide alemde
görmesi,arif olmasıdır. Bakara suresi ayet 115 velillahül meşriku vel mağribu
feeynema tüvellü fesemme vechullah innallahü vasiun aliym (doğuda,batıda
Allahındır.siz başınızı ister doğuya ister batıya çeviriniz,Allahın yüzü
oradadır).Ayetine mahzar olur.Huccacın Arafatta nereye bakarsa baksın zahirde
bile beyaz çadırdan ve beyaz ihrama bürünmüş,huccactan başka bir şey görmesi
mümkün değildir.işte arifde hakkın vechinden başka bir şey göremez haline
gelmiştir.ayakta vakfa ise,durarak Allahın gizlilikteki tecellilerinin
fiilleriyle açığa çıkarak fiillerini gösterdiği gibi,ayakta durmak ve dua
etmekte,kesretteki bu sıfatların fiillerinin zuhurunu istemesidir.yani bir olan
Ruhun,namütenai olan bu mahzarlardan kemalatıyla sıfatların fiillerini
istemekdir.
KABEYİ TAVAF
ETMEK :kendimize nisbet ettiğimiz 7 sıfatı subudiyeyi hakkın varlığında yok
ettikten sonra,7 sıfatın hakkın 7 sıfat mahzarından tecellisini
istemektir.çünkü bir hadisi kudside;kulum bana nevafille yaklaştığı zaman,onun
görmesine göz,duymasına kulak,konuşmasına dil ve bütün aza ve cevahiri ben
olurum.benimle görür,benimle duyar,benimle konuşur denilmektedir.işte
Mürşidinin himmetiyle,bir salikte,evvela şirklerden kurtulup kendi varlığını
hakkın varlığında yok ederek,ihrama girmiş olur.sonra hakkın varlığı ile var
olup,kendinde ve her şeyde onu gördüğü için Arif olur.sonrada zerreden küreye
kadar,her şeyde hakkın zuhurunu müşahade edip,bütün sıfatların farkıyla
zevkidar olursa,laikiyle hac etmiş olur.Allah bütün isteyen kardeşlerimize
nasip etsin.amin.
ZEKAT
ZAHİRİ
:Zengin olanların malının kırkta birini fakirlere vermektir.zenginlik iki
türlüdür.ya maddi zenginlikle olur.malınızın kırkta birini fakirlere
verirsiniz.veya ilmin zenginliğine sahip olanlar ilminin zekatını bilmeyenlere
öğretmek suretiyle olur.
BATIN MANASI
:Malın ve ilmin zekatı olduğu gibi,vücudumuzunda zekatı vardır.cenabı Allahın
bize lütfettiği bu sıfat ve azalarımızın sıhatte oluşu ve arızasız olması,en büyük
zenginlik değilmidir.vücudumuz dediğimiz,Efal,sıfat ve zatımızı kendimize
nisbet ediyorsak, bunları sahibi olan cenabı hakka vermek zekatımız
olacaktır.biz anladıkki kendimize ait hiçbir şeyimiz yok.bizdeki bütün varlığın
hakkın olduğunu vakıf olduk.o zaman zaten zengin olan Allah tır.bütün
sıfatlarımızdan,yani gözümüzden ibretle hakkın görmesi,kulağımızdan hakkın
duyması,dilimizden hakkın söylemesi v.s.bu aza ve sıfatlarımıza böyle tecelli
ediyorsa,zaten zengin olan Allah,fakir olan kul olduğu için sıfatlarına
zekatını veriyor demektir.fakat biz kendimize soralım,bu sıfatları yaratılma
gayesinde kullana biliyormuyuz.kullanamıyorsak zekatı vermiyoruz demektir.
KELİME-ŞEHADET
ZAHİRİ
:Eşhedi en la ilahe illallah Muhammederresulullah(şahadet ederimki Allah
birdir.Hz.Muhammed onun Resuludur.bunun iki rüknu vardır. dil ile ikrar kalple
tastiktir.
BATINI:İnanan
bir kişi bunu ancaksın,orucun,namazın,haccın,ve zekatın şuhut ve sırlarını
bildikten sonra yapabilir.zaten arapcada,savm,selat,hac,zekat ve kelimeyi şahadet
şeklindedir.bir muvahit orucun sırrı olan fenafillah olmadan hakikattaki namazı
kılamaz.Allahın zatının sıfatlarına tecellisi olan birlik ve onunla konuşmak
olan, namazı kılmadanda haccın sırrı olan kamilin her varlıktaki
ziyaretini,şuhutla idrak etmeden,zatının sıfatlarından her an ayrı şan
tecellisindeki irfaniyeti ile ibretle görmeden,hac yapamaz.hac yapmayanda
manevi zenginliğin idrakında olmadığı için zekatta veremez.bu saydıklarımızın
manevi şuhut ve zevkine sahip olmayanda,şahitlik yaparak kelimeyi şahadet
getiremez.getirse bile taklit olur.bu sırra binaen hakikat ehli,oruc tutmayan
namaz kılamaz,namaz kılmayan hacca gidemez.hac yapmayanda zekat veremez. Zekat
veremiyende şahidlik yaparak Allah birdir hz.Muhammed onun kulu ve resuludur
demesi taklittir demişlerdir.
İMAN
ZAHİRİ
:İnanmaktır.kime inanılcaktır?
1-Allahın
birliğine
2-Meleklerine
3-kitaplarına
4-Peygamberlerine
5-Kaza ve
kaderin Allahtan olduğuna iman
6-Ahiret
günü olan öldükten sonra dirilmeye iman etmektir.
BATINI
:1-ALLAHIN BİRLİĞİNE İMAN :Herkes Allahın bir olduğunu söyler.üç,beş diyen
zaten yoktur.onun için itikatın tam olması gereklidir.herkez
zanda,bilinçte,hayalde,Allahın zat ve mutlakiyet yönünü düşünerek bir
demektedir.bir hadiste Allahın zatını düşünmeyiniz diye bizlere ikaz
vardır.hala ne için onun zatını düşünmeyiniz dendiği halde,onu zanda,hayalde
aramaktayız.Cenabı Allah, la ilahe demekle zanda ve hayalde Allah
olmadığını,onun zandan hayalden münezzeh olduğunu söyliyor.sen onu hala
sıfatlarında değilde idrak edemiyeceğin zannında arıyorsun.hem onun zatının
yanında başka bir zat varmıki onu hala düşünüyorsun.Allahın zatına iman et ve
teslim ol.ona sıfatlar yönüylede,tahsil et ve şuhutla yaklaş.hadid suresi ayet
3 de evvel de o,ahirde o,zahirde o,batında o olan vahdaniyeti ile şuhut ve
müşahade ile zevk ederek,zan ve hayal vadisinden artık çık.madem Allah ben
zahirim diyor,neden onu sıfatlarındaki kemalatıyla şuhut ve müşahede etmeye
çalışmayalım.mukayyet olan bu alem ve ademde,efali ilahiyesi ile,sıfatı
ilahiyesiyle, vücudu ilahiyesiyle bu mülk benimdir demektedir.işte Allahın bu 3
tecelli yüzünü şuhut edenler Allah birdir diyebilirler.çünkü onların kulakları
duymuş,gözleri onun her sıfattan zatını ilan edişini görmüş,kalpleride tastik
etmiştir.yoksa kulağın duymadığını,gözün görmediğini kalp hiçbir zaman tastik
etmez.onun için evvela zandaki,hayaldeki itikatımızı düzeltmemiz
lazımdır.itikattaki mezhebimiz imamı maturidir.onun itikat tarifi ise,Allah
zanda değil,mukayyet olan bu hadisatta,efalin failini,sıfatların
mevsufunu,vücudun mevcudunu tevhid ederek,Allah birdir diyor.bunu böyle
diyebilenler,hakikaten Allah birdir demişlerdir.yoksa diyerleri taklittir.
2-MELEKLERE
İMAN :Arabçada Melek kuvve demektir.kuvvet demektir.her sıfattan tecelli eden
fiiller birer kuvvetle gelmektedir.Arifler bu tecelli eden fiillerin meleklerle
zuhurunu görür ve bilirler.görmüyormusunuz,gökyüzünden inen her yağmur taneciği
birer melaike ile yere kadar iniyor,ayrıca her meleğe ikinci bir indirme görevi
verilmiyor.zira sıra gelmiyorki verilsin.
3-KİTAPLARA
İMAN: 100 Suhuf ve 4 büyük kitaptır.
10 suhuf
Adem a.s.a
50 suhuf Şid
a.s.a
30 suhuf
İdris a.s.a
10 suhuf
İbrahim a.s.a indirilmiştir.hepsi 100 suhuf etmektedir.
Ademe
indirilen 10 suhuf,zahir ve batın olan Ademdeki 10 duygunun sırlarına
vakıfıyettir.Şid a.s.a 50 suhuf indirilmiştir.şid hediye ve başkalarını irşad
eden kulluğun idrakı olup,tevhidin fark mertebesindeki 5 sırrın 10 zahir ve
batın duygusu ile icraatını gösteren demektir.İdris a.s.a 30 suhuf indirilmiş
olup oda,Efal,sıfat ve zatın 10 duygu ile zevkine ermiş ve cennette hulle
biçmek suretiyle ümmeti Muhammede hizmet etmektedir.İbrahim a.s. ise,10 suhuf
kitap indirilmekle,5 manevi vücudun yani hafi,Ruh,Nefs,Kalp,Sırı zahir ve
batını ile tevhid yaparak tevhid babası olmuştur.cenabı hak ona halilim yani
dostum buyurmuşlardır.4 kitap ise:
1-Zebur
Davut a.s.a
2-Tevrat
Musa a.s.a
3-İncil İsa
a.s.a
4-Kuranı
kerim hz. Muhammed a.s.a indirilmiştir.
Günümüzde
Davut a.s.a indirilen Zeburun ümmeti kalmadığı için,Zebur ve Tevrat bir
olmuştur.buna tevhide teşbih dini diyoruz.çünkü musavilikte,kesretteki bu
alemde teşbihat olarak cenabı hakkın tecellilerini şuhut ediyoruz.İsa a.s.a
İncil kitabı indirilmiş olup,tenzih mertebesinde peygamberliğini ilan ettiği
için bunada tenzih dini diyoruz.Hz. Muhammede inen Kuranı kerim
bünyesinde,tenzih ve teşbih dinlerini cem ettiği için,bunada tevhid dini
denilmiştir.bunlar afakı tabirlerdir.enfusi olarak insan vücudunda bunları
okuyup zevk edebiliriz.ruhumuz tenzih sıfatlarımız teşbih ve canla tenin bir
esma alarak görünmesi tevhiddir.
4-PEYGAMBERLERE
İMAN:Kuranı kerimde 28 peygamber ismi geçmektedir.Kuran ise 28 harften
ibarettir.bunlarında her birinin manevi sırları vardır.her harf bir peygamberi
bildirmekte,ve bu aleme gelen bir ademde,28 meratibi ilahiyeyi geçerek
insanlığını bulmakta,ve 28 peygamberin her mertebedeki davetini
görmektedir.Muhiddini Arabi Hz.leride zahir ve batın olan bu adem ve alemde,8
sıfatı subutiye ile hakkı her mertebede zevk etmek peygamberlere iman olarak
buyurulmuştur.
5-AHİRET
GÜNÜNE İMAN:Ölüm 3 türlüdür.
a)izdirarı
ölüm:elbette fiziki benimizle bir gün bu alemden göçeceğiz.buna her canlı
mahataptır.buna izdirarı ölüm diyoruz.
b)İhtiyarı
ölüm:buda kendi istek ve arzumuzla bir Mürşidi kamilde tahsil ederek,ölmeden
önce ihtiyari bir ölümle ölmeyi sağlamaktır.ihtiyari bir ölümle ölmeyi
bilenler,Ahirette dirilince,ebedi ölümsüzlüğü bilecek ve
göreceklerdir.Aşıkların ölmediğini onlar için ölümün bulunmadığı ,ölenlerin
ise,bedensel hayvani unsurumuzun olduğunu,hayvanlık hasletlerinden
kurtulanların ölmeyiceklerini görüp bileceklerdir.
c)Her
nefeste ölüm:Ehli ariflere göre her nefeste nefesini verdiğinde öldüğünü,her
nefes alışta dirildiğini bilen ve zevk edendir.ölümden sonra iman ehli hemen
rabbına kavuşacaktır.iman ehli olmayanlar ise,yer çekimine muhatap olarak
cemadata,oradan nebadata,oradan hayvanata intikal ederek kör dönemeşte
kalacaklardır.bunlar cehennem azabına duçar olanlardır.
6-Kaza ve
kadere iman:Cenabı Hakkın ilmi zatiyesindeki malumata kaza,Allahın fiil
kudretiyle vücud bulmasına yani zuhura gelmesinede kader denir.Allah alim biz
malumuz.Bizim malumluğumuz nispetinde Hak bizden tecelli ettiği için, her ne
tecelli ediyorsa, biz ona göre onun istidatını ne olduğunu görür ve biliriz.
Her ne olursa olsun, kişinin kendi istidadı gereği olduğunu bilmesi
lazımdır.İşte hayat sahibi olan Allah ilmi ile her şeyi biliyor, bir şeyi murat
ettiği zaman ilmini iradesinde, iradesinide kudretiyle açığa çıkarmasına
meşiyeti ilahi diyoruz.İşte zatı malumatı bu saydığımız meşiyet tahtında
kaderiyle bilinmiş oluyor.Sonundada şehadet ederimki Allah birdir Hz Muhammed
onun kulu ve Resuludur.diyoruz.Görüldüğü gibi saydığımız bu altı şartı bilip
görmeyen şahitlik yapamıyor.Yapıyorsa taklit yapmaktadır.Onun için iman ehli
olabilmek mutlaka bir Mürşidi kamilden bunları tahsil etmekle mümkündür.Yoksa
kişinin ömrü taklit ve yalancılıkla geçer.Rabbimiz cümlemize bunları görmek ve
bilmek ihsan eylesin.Amin.
Alıntı
0 comments :
Yorum Gönder