İman nedir? İmanın şartları nelerdir?
Sırasıyla imanın 6 şartı.
İman sözlükte, “bir kişiyi
söylediği sözde tasdik etmek, doğrulamak, söylediğini gönül huzuru ile
benimsemek, karşısındakine güven vermek, içten ve yürekten inanmak” anlamlarına
gelir. (İbnü’l-Manzûr, Lisânü’l-Arab, XIII, 21.) İtikadla iman eş anlamlı olup
teslim olmak ve boyun eğmek anlamına da gelir.
Terim olarak iman; Allah Teâlâ’nın dinini kalbi ile onaylamak,
yani Hz. Peygamber’in getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerin gerçek ve doğru
olduğuna gönülden inanmak demektir. Buna göre, imanın gerçeği ve özü kalbin
tasdikidir.
İmanın şartları 6
tanedir. Bunlar;
1. Allah’ın birliğine inanmak.
2. Meleklere inanmak.
3. Kitaplara inanmak.
4. Peygamberlere inanmak.
5. Ahiret hayatına inanmak.
6. Kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak.
İMANIN ŞARTLARI
İmanın şartları
altı tanedir. Cibril hadisinde iman şöyle ifade edilmiştir: “İmân;
Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır
ve şerriyle kadere inanmaktır.” (Buhârî, İmân, 37; Müslim,
İmân, I)
1. Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak:
Allah, bütün varlıkları yoktan var eden, yöneten, başlangıcı ve
sonu olmayan, sonsuz güce sahip yüce yaratıcıdır. “De ki,
göklerin ve yerin rabbi kimdir? De ki Allah’tır.” (Ra'd
Suresi 16)
2. Allah’ın meleklerine inanmak:
Melekler; Cenab-ı Hakk'ın nuranî, latîf yaratılışlı, güçlü bir
takım kulları olup; istedikleri şekle girebilen, yorulmaz, usanmaz, üremez,
daima Allah’a itaat üzere bulunan varlıklardır. “Üzerinizde zaptedici melekler vardır. Onlar
şerefli kâtiplerdir. İşlediklerinizi bilirler.” (İnfitâr
Suresi 10-12)
3. Allah’ın kitaplarına inanmak:
Allah, peygamberleri vasıtasıyla insanlığa kitaplar göndermiş;
emir, yasak, va’d, mükâfat ve ceza hükümlerini onlara ulaştırmıştır. İlk
peygamberlere sayfalar Hazret-i Musâ, Dâvut, İsa Aleyhisselam ve Hazret-i
Muhammed’e -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kitap halinde vahyini duyurmuştur. “Allah
bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiyle yahut perde arkasından konuşur,
yahut bir elçi (melek) gönderip izniyle dilediğini vahyeder.” (Şurâ
Suresi 51).
4. Allah’ın peygamberlerine inanmak:
Allah, insanlardan bazılarını elçi olarak görevlendirmiş, emir
ve yasaklarını insanlara onlar vasıtasıyla ulaştırmıştır. “Şüphesiz
biz, her millet içinde; Allah’a kulluk edin, şeytandan kaçının diye bir elçi
gönderdik” (Nahl Suresi, 36); “Peygamberlerden kimini daha önce sana
anlattık; kimini de anlatmadık.” (Nisâ Suresi, 164).
5. Ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye inanmak:
İnsan, bedeni varlığı ölünce kabir hayatına geçer; kıyamet
kopunca da insanoğlu kabirlerden kalkacak ve böylelikle ahiret hayatı
başlayacaktır. Orada insan, dünyada yaptığı işlerin durumuna göre, Cennet veya
Cehennem’deki yerini alır, sonsuz ve yeni bir yaşamın içine girer. Kur’an-ı
Kerim'de ahiretten söz eden pek çok ayet vardır: Yüce Rabbimiz takva
sahiplerinin niteliklerini belirtirken; “Onlar ahirete kesin bir kanaatle inanırlar.” (Bakara
Suresi, 214) buyurur.
6. Kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan
olduğuna inanmak:
Cenab-ı Hakk’ın, insanın ileride yapacağı iyi ve kötü şeyleri
ezelde bilip yazmasına “kader”; zamanı gelince ezelî
ilmine uygun olarak o eşyayı veya olayları yaratmasına da “kaza” denir.
Kader, Allah’ın ilim sıfatının ürünüdür. Ayette şöyle buyurulur: “Allah,
emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talâk
Suresi 3) Hz. Peygamber; “Sizden hiçbir kimse yoktur ki, Allah onun
Cennet veya Cehennem’deki yerini yazmış olmasın.” buyuruyor.
(Buhârî, Cenâiz, 83; Tefsîru Sure, XCII/6)
0 comments :
Yorum Gönder