Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara
sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Güzelliğin
bir damlası olan Leyla için uykuyu haram etmek çok değilse, güzelliğin kaynağı
Mevla için bir ömrü feda etmek az bile.
Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice
hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının
gitmesini istemiyorsan ayak ol.
Kalbin
bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın
acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Nefsin ejderhadır. Öldü sanma, uykuya
dalar o. Dertten eline fırsat düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen.
Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.
Her
zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan
revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.
Yaşadığın dünyaya
bak; yüce tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve
kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?
Küle
döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü
değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu
hatırla.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi,
sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin
ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin?
Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.
Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes
alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su
bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye
uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut
bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir.
0 comments :
Yorum Gönder